SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(9)
Gazneli topraklarını geçen Çağrı Bey, ilk olarak Azerbaycan’a geldi. Burada kendisine, daha önce buralara gelmiş olup da Anadolu’ya gazâlar düzenleyen Türkmenler de katıldı. Yoluna devam eden Çağrı Bey, bir müddet sonra Doğu Roma’ya bağlı olarak varlığını sürdüren ve Van civarında bulunan Ermeni Vaspuragan Prensliği topraklarına girdi ve birtakım bölgeleri ele geçirip, yağmaladıktan sonra yoluna devam etti. Türklerin kılık-kıyafeti ve savaş taktikleri, büyük şaşkınlığa sebep oldu. Bu şaşkınlığı, Ermeni yazar Arisdages‘in “Taş gibi sert tırnaklı ve kartal gibi hızlı atların üstünde, yayları gerili, okları çekili, bellerinde kemer, ayaklarında bağları çözülmek bilmez ayakkabılar bulunan birlikler…” [9] ve Urfalı Mateos‘un  “Ok ve yay kullanan uzun saçlı Oğuz süvarileri Ermenileri şaşkına çevirmişti.” [10] ifadesinden rahatlıkla anlayabilmekteyiz.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(8)
Çağrı Bey, Anadolu keşif akınına çıktığında tarihler 1016’yı gösteriyordu [7]. Emrindeki 3000 atlı ile Gazneli topraklarından yakalanmadan geçmesi; Gazneli Mahmûd‘un, Tûs [8] Valisi Arslan Câzib‘i azarlamasına ve Çağrı Bey’in dönüş yolunda gerekli tedbirlerin alınması konusunda uyarmasına sebep oldu.
Reklam
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(7)
Çağrı Bey’in Anadolu Keşif Akını Mâverâünnehir’de, Karahanlılar ile Gazneliler arasında sıkışmış olan Tuğrul ve Çağrı Beyler bir çıkış yolu aramaktaydı. Arslan Yabgu’dan kısmen bağımsız hareket eden Tuğrul ve Çağrı Beyler, Meliknâme‘den aktarılana göre; ilk olarak Batı Karahanlıların hizmetine girmek istemişlerse de kuvvetlerinden dolayı tehdit olarak görülmeleri nedeniyle bu mümkün olmamış, daha sonra Doğu Karahanlıların hizmetine girmişler ancak Çağrı Bey’in ihtiyatlı tutumu sebebiyle iki kardeş aynı anda Doğu Karahanlı topraklarına gitmemiştir. Nitekim, Çağrı Bey’in de öngördüğü gibi Doğu Karahanlı hükümdarı Togan Ahmed Han, Selçukluları tehdit olarak gördüğü için Tuğrul Bey’i hapsetmiş, Çağrı Bey’in yaptığı baskın neticesinde Tuğrul Bey kurtarılmıştır. Tüm bu olaylardan sonra iki kardeş, Mâverâünnehir’de kalmalarının artık güvenli olmadığını düşünüp, yeni bir yurt aramanın gerekli olduğu kararına vardı. Bu kararın ardından Çağrı Bey, emrindeki 3000 atlı ile batıya yönelerek bir keşif akınına çıkmış; Tuğrul Bey ise çöllere çekilerek Mâverâünnehir’de kalmaya devam etmiştir.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(6)
Sâmânîlerin tarih sahnesinden çekilmesi, Selçuklular için yeni bir süreç başlattı. Zirâ Selçuklular, Karahanlılar ile karşı karşıya kaldılar. Selçuk Bey’in 11. yüzyılın ilk çeyreğinde vefat etmesi [5] bu süreci Selçuklular için daha da zorlaştırmıştır. Bir yandan Mâverâünnehir’de tutunmaya tutunmaya çalışan Selçuklular, diğer yandan Selçuk Bey’in vefatından sonra başlarına kimin geçeceği konusunda fikrî çatışmalar ve soğukluklar yaşamışlardır. Tuğrul ve Çağrı Beyler, babaları Mikâil Bey, dedeleri Selçuk Bey’in en büyük evladı olduğu gerekçesiyle bu konuda kendilerini öne çıkarmaya çalışırken, Arslan Bey ise Selçuk Bey’in hayatta olan en büyük evladı olması sebebiyle kendini lâyık görmüştür. Sonuç olarak Selçukluların büyük çoğunluğu, yaş ve tecrübe bakımından daha büyük olan Arslan Bey’i başlarına geçirmiş; Mûsâ Bey ve Yûsuf Yınal’ın da itaat bildirmesiyle Arslan Bey, “Yabgu” unvanını almıştır. Tuğrul ve Çağrı Beyler ise, önceleri Cend’de kalmaya devam etseler de daha sonrasında kuzeyden gelebilecek Oğuz Yabgu Devleti tehlikesini göz önünde bulundurarak güneye göç etmişlerdir Görünürde Arslan Yabgu’ya bağlı olsalar da bu bağ zayıf idi ve kendilerine bağlı birlikler mevcuttu. Tuğrul-Çağrı Beyler ile Arslan Yabgu arasındaki soğukluk Selçukluların sonraki dönemlerine de yansıyacak ve ileride Büyük Selçuklu (Mikâiloğulları / Selçuklular) ile Türkiye Selçuklu (Arslanoğulları-Kutalmışoğulları / Yabgulular) çatışmasına dönüşecektir [6].
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(5)
Selçukluların, Sâmânîlere verdiği destek, Sâmânîlerin yıkılmasına engel olamadı. Yaşanan entrikalar, Sâmânî halkının ve birtakım beylerin (dihkân [4]), Karahanlıları Sâmânî topraklarına davet etmesine sebep oldu. Bunun üzerine Karahanlı hükümdarı Nasr İlig Han, 23 Ekim 999 tarihinde Sâmânî başkenti Buhara’yı hiçbir direnişle karşılaşmadan ele geçirdikten sonra hazineye el koydu ve Sâmânî hânedan mensuplarını esir ederek Özkend’e gönderdi. Bu olaydan sonra Sâmânî şehzadesi İsmâîl Muntasır, hapisten kaçmayı başarıp, devleti tekrar diriltmek için yaklaşık 5 yıl kadar mücadele verdiyse de başarılı olamamış ve Sâmânîler kesin olarak tarih sahnesinden silinmiştir. Sâmânî toprakları ise Karahanlılar ile Gazneliler arasında, Ceyhun Nehri sınır olmak üzere bölüşülmüştür.
SELÇUKLU HANEDANI Horasan Arslanı: Çağrı Bey’in Hayatı(4)
Selçuk Bey’in 10. yüzyılın ikinci yarısında Cend’e göç edip, adamları ile birlikte İslâm dinini kabul etmesi ve Selçukluların hatırı sayılır bir güce sahip olması, Selçukluları bu mücadeledeki taraflardan biri hâline getirmiştir. Sâmânîler, Mâverâünnehir’i ele geçirmeye başlayan Karahanlılara karşı Selçuk Bey’den yardım istemiş, bunun üzerine Selçuk Bey de oğlu Arslan Bey komutasındaki bir birliği Sâmânilere yardım etmesi için göndermiştir. Arslan Bey ve emrindeki askerlerin yardımıyla Sâmânîler, Karahanlılara karşı birtakım başarılar sağlamışlardır. Bunun üzerine Arslan Bey ve adamlarına, Buhara yakınlarındaki Nur kasabası yurtluk olarak verilmiştir. Bundan sonra Arslan Bey’e bağlı Selçuklular, Cend’in güneyinde kalan Nur kasabası civarında varlık göstermeye başlamıştır.9
26 öğeden 21 ile 26 arasındakiler gösteriliyor.