...
Eski Edirne'yi ben, adım adım,
Ararken Edirne sokaklarında
Anladım, bildim ki şahdamarlarım,
Vurur senin mermer şakaklarında.
Seller, zelzeleler ne derse desin;
Sen, yine, o eski Selimiye'sin..
Fakat -tarihime, adıma yazık!-
Ben ne Selim, ne de Sinan'ım artık!
Kükreyen, şahlanan, koşan, atılan
O mutlu yiğitler, o mutlu iman,
Sınırlar aşmayı kuşlardan değil,
Öğrenirdi senin ezanlarından.
Ne bilsin Selim'ler, ne bilsin Sinan,
Ki avlun bu kadar küçülecekti..
Ey ilâhi kubbe; sana avlu, bir
Kıta gerekti!