Goethe’nin Faust’u yazması neredeyse bütün hayatı boyunca sürmüş, haliyle kitapta gençliğinden yaşlılığına değişimin yansıması var. İlk yarı bir nebze anlaşılabilirken ikinci yarıda tamamen koptum ben metinden… Çok ağırdı. En başında Metistofeles (Şeytan) ile anlaşma yapan Faust sonra nereye kayboldu anlamadım, o kadar çok karakter(?), tema ve motif vardı ki çok karışıktı.
Faust bir “başyapıt” ama bana hitap etmedi. Oysa Genç Werther’in Acıları’nı beğenmiştim, daha da önemlisi anlamıştım. Faust’u anlamadım…
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · İthaki Yayınları · 202213,5bin okunma
Dave Gurney serisinin dördüncü kitabını da yine heyecanla okudum, ama en son kısmında beğenmediğim şeyler vardı maalesef…
Carl Spalter isimli zengin işadamı, annesinin cenazesinde vuruluyor. Tetikçiyi karısının tuttuğu iddiasıyla kadın suçlu bulunarak tutuklanıyor, onun masum olduğuna inanan dedektif Jack Hardwick, dedektifimiz Dave Gurney ile işbirliği yapmak istiyor.
Tetikçinin bulunduğu noktadan Carl’ı vurabilmesinin mümkün olmadığını fark eden Gurney heyecanla bulmacayı çözmeye çalışıyor ve elbette her zamanki gibi çözüyor.
Buraya kadar müthiş bir keyifle okudum, en sonunda “Peter Pan” denilen tetikçiyle biraz diyalog kurabilmelerini isterdim eminim çok daha heyecanlı olurdu…
Peter Pan ÖlmeliJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 20147,9bin okunma
Mina, kendinde bir oyuk olduğunu, bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyor ve kendini “defolu/bozuk” olarak tanımlıyor. Bu eksikliği kapatacak şeyin başkalarında olduğunu sanarak ilişkileri zorluyor. En son Celal ile tanışıyor ve hatta evleniyorlar da, ama o oyuk kapanmıyor bir türlü…
“Ma” adında tuhaf bir kadınla tanışıyor Mina ve “dönüşüm” yolculuğu böyle başlıyor…
Hikayeleştirilmiş bir kişisel gelişim kitabı Seyir. “Seyir eden misin, seyreden mi bu âlemde?” diyor. Gerçekte, gerçekten yaşamaktan bahsediyor. Kendini sevmeyi ve tabii ki anda kalmayı vurguluyor. “Bilinç” ne, “zihin” ne, “ben” kimim? Bu soruların cevaplarını veriyor.
Çocuk kitabın cildini sevgiyle okşadı. Parmaklarının ucuyla. Kirletmemek için. Babası bile heyecanlanmıştı. Yoksul insanlar kendilerine hediye verilmesine alışkın değildir. Özellikle de kitap. Bu gizemli nesneler zenginlere ve beylere ayrılmıştır. Onlar ki yoksulları merdivenin aşağısında tuttukları sürece güçlü ve varlıklı kalabilir. Köylü ve işçilerin fazla şey bilmeleri söz konusu bile değildir. Çünkü o durumda hesap sorarlar. Bunun hiçbir zaman gerçekleşmemesinden emin olmanın çok basit bir yolu var. Yüzyıllardır işe yarayan bir yol: Onları cehaletin içinde tutmak.
On yedi yaşında niçin kâşif veya korsan, mimar veya astronom, saatçi ya da kemancı olmayacağını anlayamıyordu. Hatta belki de oyuncu. Yalnızca bir tanesini seçmek için fazla hayali vardı. Bunu neden yapacaktı ki? Her şey onun ilgisini çekiyordu.