Selma Satan

"Nereye gidilecek! Gurbete gidiyorlar benim bildiğim. Bir şey olmayacak, diyor başka biri, büzüştüğü yerden. Bildiği bir şey yok. Sesinden belli, sadece omuz vermek istiyor lafa. Babam ona inanmak istermiş gibi bakıyor. Bir şeyler söylüyor. Kederli ama umutlu, bu kez. Aşırı korkunca kendi sesiyle konuşmaz ya hani insan. Ya da aşırı kederliyken. Kalbi derinden kırıldığında insana yeni bir ses verilir."
Sayfa 68 - Turkuaz KitapKitabı okudu
Reklam
"Acı, bir aldanmadır."
Sayfa 247 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
'Başını kaldırarak Mustafa Mond'a baktı ve sordu: "Ölümlü ve naçizane olanla karşılamak yazgıyı, meydan okumak ölüme ve tehlikelere, bir yumurta kabuğu için bile olsa. Bunun bir anlamı yok mu sizce? Tanrı bir yana, şüphesiz Tanrı bir gerekçe olabilirdi bunlara. Riske girmenin bir anlamı yok mu?" "Hem de büyük bir anlamı var,"
Sayfa 237 - İthaki YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
"Yöneticiler, Kıbrıs adasının tüm sakinlerini boşaltıp özel olarak hazırlanmış, yirmi iki bin Alfa'dan oluşan bir grup yerleştirdiler. Tüm kültürel ve endüstriyel donanım kendilerime devredildi ve kendi işlerini kendileri idare etmek üzere bırakıldılar. Sonuç, tüm teorik öngörüleri tam olarak doğrular nitelikteydi. Toprak uygun şekilde işlenmemişti; bütün fabrikalarda grevler çıkmış, yasalar hiçe sayılmış, emirlere karşı konulmuştu. Düşük seviyeli işlerde görev verilen bütün insanlar, yüksek seviyeli işler için sürekli entrikalar çeviriyor, buna karşılık olarak da yüksek seviyede çalışan insanlar, ne pahasına olursa olsun konumlarını korumak için entrikalar çeviriyorlardı. Altı yıl geçtiğinde birinci sınıf bir iç savaşa girdiler. Yirmi iki bin insandan on dokuz bini öldüğünde, kurtulanlar hep birlikte dilekçe yazıp, Dünya Denetçileri'nden adanın yönetimini tekrar üstlenmelerini istediler. Denetçiler istenenj yaptılar. İşte bu da dünyanın görüp göreceği tek Alfa toplumunun sonu oldu."
Sayfa 222 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Ciğerlerde ölüm akar Çeşme İnsan hesapsız çocuk üfürük kendinde olmayan gürz kapanan ayna mektep taze ekmek dilimi zeytinin içindeki bağırgan ölüm sıkışmış aramıza sandalyenin dibinde mi dudak sıcak çay bardağına kapanırken salıncak onunla içten içe anlaşma cevizin ipi tutan çocuğu kayıran dallarında yeşil yaprakta veba ölüm evin hangi bilinmezinde ya da açıkça küçük kardeşin avucunda mı uzak insan sahillerine kelimeyi dolanan dillere taşıdılar zeytin kahvaltı ve zeytin sofrada üç büyük zeytin üç kanlı bakış Ölünün ağzına zeytin kondu şiş dudakların arasına sonra geniş omuz yaralarında adamlar kırılan camlar taktılar"
Sayfa 84 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam
64 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.