Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

selonat

selonat
@selonat
Kitap incelemelerimi, genellikle kitabı sonradan hatırlamak için, yani kendim için yapıyorum. O yüzden bazılarını saçma, yararsız,ilgisiz ve gereksiz bulabilirsiniz.
Bunalım içinde olan insan başta kendi kendinden sıkılır. Değerli bir iş yapmıyor olmak ve anlamsız bir hayat yaşamak, can sıkıntısının başlıca kaynağıdır.
Reklam
Ben tabirlerden de korkarım. Hiçbir tabirin sabit bir medlulü yoktur.
Çok zaman hissettiğim bir şey.
Ferit gülümsedi. Bu bir entellektüeldi ve yalnız bir Türk kızının ruhunda değil, Avrupa'nın göbeğinde, hâlâ sahte kıymetlerinin yeniden tetkiki için şiddetli münakaşalara sebep olan medeniyet meselesinin, basitleşe basitleşe Neriman'ın ağzında aldığı bu gülünç formül tuhafına gitmişti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şinasi derbederlikten en muntazam adam kadar nefret ederek derbeder olmaya mecbur kalırdı ve bu, de-runî anarşisinin akislerini eşyada da görmeğe mahkûm olduğu zamanlara mahsus, zarurî bir perişanlıktı.
Çevremizde egemenlik kurmamızın imkânsızlığı iyice belli olan, hassas dengeli bir hayat yaşıyorsak, mevcut dengeye ve kendini kanıtlamış güçlere sıkı sıkıya tutunma eğilimi gösteririz.
Reklam
İşe gir! İşe git! Ablası konuşurken, zavallı, aptal köleler diye düşünüyordu. Dünyanın güçlülere ait olmasında şaşacak bir şey yoktu. Köleler, kendi köleliklerine saplantıyla bağlıydı. İş, önünde secde edip tapındıkları altın putuydu onların.
Marian gittikten sonra bu olay üzerine derin derin düşündü ve kız kardeşiyle nişanlısını, kendi sınıfıyla Ruth’un sınıfının mensuplarını; yani kendi küçük hayatlarını dar kafalı küçük formüllere göre yaşayanları, bir araya toplaşmış sürüler dışında var olamayan varlıkları, yaşamlarını başkalarının düşüncelerine göre kalıplara sokanları, kölesi oldukları çocuksu kurallar nedeniyle gerçekten yaşamayı ve birey olmayı beceremeyenleri düşününce bir iki kez acı kahkahalara boğuldu.
Eğer bir şeyi sevmediysem sevmedim demektir, o kadar. Şu güneşin altındaki hiçbir sebep sadece türdeşlerim çoğunluk olarak onu beğeniyor veya beğenilmesi gerektiğine inanıyor diye o beğeniyi benim de taklit etmemi gerektirmez.
Diksiyon konusundaki aşırı dikkatinin kendini aptala çevirdiğinin, içindekileri ifade etmesini engellediğinin farkında olmanın da bunalımını yaşıyordu.
Doğaya saygı duyarak (daha akıllıca, daha az tüketerek ve daha az israf ederek) ve karbon salınımını azaltmaları yönünde hükümetlere baskı yaparak ilerleme sağlanabileceğini söyleyen mitlere körü körüne inanan insan ise ideolojik açıdan sermayenin ekmeğine yağ sürmüş olur.
Reklam
Seçme hakkı bir paradokstur, der Renata Salecl. Ne kadar çok seçeneğimiz varsa, neyi seçeceğimize dair gerginliğimiz o derece artar. Seçimlerimiz sosyal olarak da yönlendirilir. Hiçbir zaman sadece "kendimiz için" alışveriş yapmayız; farklı derecelerde de olsa başkaları için alışveriş yaparız aslında. Moda ya da önem verdiğimiz birilerinin (arkadaşlarımızın, iş arkadaşlarımızın, ailemizin) zevkleri tarafından yönlendiriliriz.
Piyasaya, kendimizi sermayenin istediği gibi kullandığı, işini gördükten sonra savurup attığı potansiyel aktifler olarak görmeye zorlandığımız, özgür ve bağımsız emekçiler olarak çıkıyoruz.
Bu kitap fetişizmi meta fetişizminden, kullanım değerini değişim değerinden ayırır. Bencil ve materyalist bir insan yerine uyumlu bir insan doğası tanımlar; etiğe ve ekotüketime dayalı yaklaşımlarıyla politik açıdan doğru bir insan.
Bir alışveriş bağımlısıyım ben, doğar doğmaz reklamların içine düştüm ve üretime dair bildiğim tüm o yan etkilere rağmen (sömürülen işgücü, zararlı atıklar ve ekolojik yıkım) hâlâ tüketmeye, ihtiyacımdan fazlasını tüketmeye devam ediyorum.
Adaletsiz bir hükümet ve onu ayakta tutan destekçileri tarafından sebep olunmuş adaletsiz bir savaşa isteksizce gönderilen askerler, kendi davranışlarından bile memnun olmayan kimselerce alkışlanmaktadır, devlet ise bir günahı cezalandırmaktadır, kendi bir tövbekârmışçasına. Böylece biz, Düzen ve Sivil Yönetim adı altında, kendi ettiğimiz kötülüğü desteklemek ve ona saygı duymak zorunda bırakılırız. Günah yüzünüzü bir kez kızarttıktan sonra, alışkanlık yapar, ahlaksızlıktan kayıtsızlığa dönüşür ve sanki kurduğunuz hayatlar için bir gereksinim halini alır.
97 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.