Bilirsiniz, kadınlar dilleriyle, erkekler gözleriyle konuşurlar.
⁃ Ben de özür dilemeyi sevmem, o dilemeyince benim de gururuma dokunuyor, o zaman ben de özür dilemiyorum.
-Sevenle sevilen arasında gurur mu olurmuş? Gurur dediğiniz şey, seytanı cennetten kovduran duygu değil mi?
-Annesi yemeğini bitirmişti:
Ellerine sağlık kızım, Bak taze taze yemek yapmışsın, tadına vara vara yedik. Yemekler bayatlamış olsaydı hoşumuza gitmezdi. Geçmişin tatsızlıkları da bayatlamış yemek
gibidir. Bir kere ıstırsan yenebilir ama ikinciye bir daha ısıtırsan yenmez. Kötü bir tat oluşur.
-Haklısın anne.
Ben de hataliyim,dedi Cevahir. Seni anlamak için gayret göstermedim, kaçmayı tercih ettim. Biz erkeklere savaş yada kaç taktiği öğretildi. Ya kavga ettim yada kaçtım . Seni hep duydum ama hiç dinlemedim. Bana da kimse kadınları anlamayı, şefkat göstermeyi öğretmedi.
Ben hep benimle ilgilenmiyorsun, bana zaman ayirmiyorsun ,romantik değilsin beni dinlemiyorsun, niye geç kaldın, niye haber vermedin gibi sözler söyledim ona. Simdi düşünce anladım bunlar hep suçlayıcı kelimeler. Fakat söylerken farkında olmadım.
"Giderken bile beni düşünmüş..." diye ağladı. Sevdiğini düşünmek çok zor bir şey değildi işte. Sevgi emek isterdi, karısının elinden gelen emeği gösterdiğini biliyordu.
"Biliyorum, ben de mükemmel bir kadın değilim. Hatalarım var, düzeltmek için de gayret gösteriyorum. Çünkü seni seviyorum, keşke sen de beni sevseydin..."