Kitap şöyle başlıyor "Atlas okyanusu'nun dibinde bir kitap yatıyor. Anlatacağım, işte onun hikayesi. Hkayenin sonunu belki biliyorsunuz, o devrin gazeteleri nakletmişlerdi, o tarihten sonra yayımlanan kimi eserlerde de kayda geçti: Titanic 1912 yılında Nisan'ın 14'ünü 15'ine bağlayan gece, Newfoundland açıklarında battığında kurbanların en ünlüsü bir kitaptı: İranlı şair, gök bilimci, bilge Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının mevcut tek yazma nüshası." Benim çok ilgilimi çekmişti çünkü Titanic hakkında derinlemesine bilgim olmadığından belki bunu asla duymamıştım. Bana bu kitabı lisedeki edebiyat öğretmenim heyecanla anlattı ve almama fırsat olmadan deprem oldu. Kitabın ismini not aldığım defterim evimde kaldı ben Kayseri'deydim. Kitaptan kitapçılara ufak ufak bahsederek sonunda buldum. Çok heyecanlandım bulunca. Otobüste, durakta, parkta, mutfakta her yerde okudum. Çok çok çok akıcı bir kitap. Lezzeti halen damağımda. Ömer Hayyam'ı tanıdım, Hasan Sabbah'ı tanıdım, Nizamülmülk'ü tanıdım, Semerkant halkını tanıdım, İran'ı tanıdım, bilgiye ve bilgeye her devirde mutlaka önem verenler olduğunu gördüm.