Amir Maalouf doğuya bakış açısını anlatan bir kitap, iki öykü var içerisinde;
1072yılında Semerkand Hayyam' ı ve ardından 1912 İran siyasi devrimi ABD ve Rusya'nın İran üzerindeki etkilerini anlatıyor.Acıkçası ilk bölüm daha heyecanlı ikinci bölüm biraz siyasi derinliklere girmiş
Savaşlar, işgaller ve bitmek tükenmek bilmeyen yağmalarıyla "Şehirlerin Şahı" sayılan Semerkant...
Devlet tecrübesi, ileri görüşlülüğü ve büyük siyasi başarılarıyla Nizamülmülk...
Üst düzey zekasıyla, ince siyasetiyle, dünyanın ilk teröristi kimliğiyle, tüm inandırıcılığı ve ikna kabiliyetiyle Hasan Sabbah...
Astronomi, matematik ve felsefe alanlarındaki bilgisiyle dönemine ışık saçan İran'ın büyük şairi Ömer Hayyam...
Kütüphane yangınlarının ateşinden Titanik'in soğuk sularına sürüp giden bir maceraya konu alan bir kitap, Rubaiyat...
Yitip gitmenin hikayesi.
Tarihe iz bırakmış bu kişilerin hayatını kesiştiren, onları karşı karşıya getiren ve tarihe bir iz de kendi bırakan Amin Maalouf'un başucu eseri, Semerkant. Son sayfasına kadar gizemini koruyan, olaylar silsilesi ile insanı kendine hayran bırakan oldukça başarılı bir kitap.
Titanik'in gövdesinde Rubaiyat!
Şirin'in heyecanını hala hissedebiliyorum.. Ne emekler, ne duygular kim bilir ne yaşanmışlıklarla dolu olan Hayyam'ın göz bebeği sonunda güvende, Şirin'de.. Ta ki Titanik'te denizin dibini boylayana kadar..
Mükemmel bir eserdi. Bu kadar geç okumamın sitemini duyuyorum kendime karşı. Tarihin anlatılabilecek en güzel şekilde anlatımını dinledim. Hayran kaldım.
Defalarca okunabilecek destansı bir kitap, iyi okumalar
" Niceleri geldi neler istediler, sonunda dünyayı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler. "
Ömer Hayyam 'ın Rubaiyatındaki en güzel şiiri ile başlamak istiyorum.
Tarihin bir zamanlarında, dönemlerinin en üst perdesinden yaşamış devlet adamları ve yöneticiler bile tarih
Merhaba sevgili arkadaşlar,
Bugün Amin Maalouf’dan okuduğum ikinci kitap olan Semerkant ile karşınızdayım. Bu kitap hakkında çok farklı duygular hissettim. Yer yer kızdım, yer yer şaşırdım. Benim için farklı bir okuma tecrübesi oldu.
Kitabın konusu, Ömer Hayyam’ın kayıp el yazmasının peşine düşen Amerikalı bir gencin yaşadıkları diyebiliriz. Fakat, kendi maceralarını anlatmadan önce Ömer Hayyam, Hasan Sabbah ve Nizamülmülk hakkında enteresan bilgiler ediniyorsunuz. Bu beni yan okumalara sevketti ve olaylara olan merakım sayesinde yaptığım araştırmalarla yepyeni bilgiler edindim. Afrikalı Leo’da olduğu gibi bu kitabında da yazarın yanlı bir tutumu olduğunu göreceksiniz ki bu pek hoşuma gitmiyor. Okuduğum kitapların yazıldığı dönemler ve siyasal durumu hakkında nesnel bakış açısı kullanılmasını tercih ederim. Yazarın bana bir düşünceyi kabul ettirmesinden ya da sevimli göstermesinden ziyade, tartışmaya açık bırakması beni o dönemin içine daha çok çekiyor açıkçası. Tabii ki bu benim kişisel beklentim.
Üslup ve yazı tekniğine gelecek olursak, yazarın kalemi bu kitabında da aşırı akıcı. Sizi yormuyor, olay örgüsü içerisinde akıp gidiyorsunuz. Yazım tekniği konusunda kendisini çok başarılı bulduğumu söylemeliyim.
Hepinize keyifli okumalar dilerim.
Okuduğum ilk Amin Maalouf kitabı. Tarihi bize sunuş tarzı çok güzel; bilgilendiriciler sürükleyici. Her bölümde kendimi o zamanın içinde buldum.
Bu kitapta devrin 3 büyük insanının hikayesi anlatılıyor: Ömer Hayyam, Hasan Sabbah ve Nizamülmülk. Başta üç yakın kişiyken sonradan ortaya çıkan büyük düşmanlık. Hayyam ilmin, Sabbah ölüm ve terörün, Nizamülmülk ise hakimet ve idarenin sembolü olmuş.
Hayyam’ın tek bir isteği vardır. Gül bahçesi olan bir rasathane sahibi olup şarap içerek sürekli gökyüzünü gözlemlemek. Bu uğurda ihem Nizamülmülk’ün yüksek mertebeli işlerini, hem de Sabbah’ın Alamuttaki dev kütüphanesini reddetmiştir.
Hayyam’ın kaybolan Rubaiyat adlı eseri yaklaşık 1000 yıl sonra batan bir gemide, Titanik’te bu sefer okyanusun derinliklerine gömülmüştür. Okuyup görelim bu hikayeyi de.
Yazarın kalemini ne kadar beğensem de oldukça taraflı olduğunu düşünüyorum. Özellikle kitabın bir çok yerinde Türklerden hep kötü bahsediyor. Hem de göz batacak kadar.. Yine de tarihe damgasını vurmuş bu isimlerle ilgili fikir sahibi olmak adına güzel bir eser.