ÖLÜMCÜL KİMLİKLER KİTAP İNCELEMESİ
Merhabalar
Amin Maalouf ''Ölümcül Kimliklerde'' benimsediğimiz ve reddettiğimiz kimliklere , ötekileşmeye ve ötekileştirmeye çok güzel açıklama getirmiş.
''ben'' ''biz'' ''onlar'' diye ayrıştırmalarımıza da.
Kimliğimizi kaybetmeden, özümseyebilirsek ''biz'' olabilirden bahsetmiş yazar.
Özgürleştirici ve ufuk genişletici bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Amin Maalouf'u ikinci kez okudum.
Semerkant romanını okuduğumda yazarın yazım tarzı ve anlatımı çok hoşuma gitmişti.
Ölümcül Kimlikler bir deneme ve yazarın düşüncelerini kurgu olmadan daha yakından okumam yazar hakkında daha fazla düşünmeme yol açtı.
Okunması gerektiğini düşündüğüm bir kitap.
Tavsiye ederim.
Semerkant, birinci bölümünde büyük şair Ömer Hayyam’ın gezgin yaşamını ve sevgilisi Cihan ile arasında geçen büyük aşkı anlatıyor. Hayyam’ın bilim ve sanat yaşamı çerçevesinde şekillenen bu kısımda Maalouf, şairin zaman ötesi eserlerinin bulunduğu Rubaiyyat adlı kayıp eserinden yola çıkıyor. Romanın diğer önemli şahsiyetlerini ise Ortadoğu tarihine yön veren Hasan Sabbah ve Nizamülmülk oluşturuyor.
Beni etkileyen bölüm ilk bölümdü zevkle okudum ama ikinci bölüme geçince biraz sıkıcı olmaya başladı. Ömer Hayyam bilinmeye ve okunmaya değer biri…
Hasan Sabbah ve Fedaileri
İş yerinde bir arkadaşımın okumalısın dediği kitaptı sürekli erteledim ama sonunda aldım ve okudum. Keşke baştan okusaymışım dediğim efsane bir kitap elimden bırakmak istemedim hiç . Hasan Sabbah ve davası uğruna yetiştirdiği fedaileri , Alamut kalesi daha bir çok şaşırtıcı olaylar… Amir Maalouf’un Semerkant eseriyle bağdaştırmıştı bir çok tanıdığım ama ben pek bir ortak nokta bulamadım . Alamut kalesi başlı başına bir efsaneee.
·
Not rated
“Hayat başlar ve biter. Nasıl başlayıp nerede sona erdiği değil, ikisi arasına neler sığdırabildiğin önemlidir aslında.”
Amin Maalouf’un Semerkant kitabı mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.Kitap Ömer Hayyam ‘ın el yazması etrafında başlayan uzun soluklu bir süreci Titanik ‘te bitiriyor. Yazar Ömer Hayyam , Hasan Sabbah ve Nizamülmülk üçgenini usta kalemiyle mükemmel işliyor.
"Vakanüvislerin gelecek nesillere şu satırları bırakacaklarını düşünerek teselli buluyorum: Ömer Hayyam Nizamülmülk'ün devrinde yaşadı, itibar gördü, hayatın sıkıntıları ona ulaşamadı ve gözden düşme tehlikesiyle karşılaşmadan 'hayır' diyebildi vezire"
Amin Maalouf/Semerkant
"Cennet de cehennemde senin içinde" bu sözleri söyleyen muhteşem şair Ömer Hayyam,yaşadığı süre boyunca Alamut'tan dünyaya korku salan Hasan Sabbah,ve bir devleti muhteşem hale getiren bir vezir Nizamülmülk.Hepsinin hikayesi başka,yaşamları başka fakat tek bir ortak noktaları var:Hepsinin yolunda yürüyebileceği değişik idealleri var.Arkamızda desteğimiz olsun olmasın,fikirlerimiz doğru veya yanlış olsun fakat bu üç İran'lı gibi yolumuzdan gidelim,tabii herkes kendi yoluna.....
"Ömer Hayyam'ın Rubaiyatının çevresinde dönen iç içe iki öykü..."
"1072 yılında Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan" hikaye gerçekten sürükleyici ve etkileyiciydi. Maalouf, Hayyam ı ve düşünce yapısını açık bir şekilde tanıtıp, bize, rubailerini okurken onu daha çok anlamamızı sağlamakla kalmamış; Hasan Sabbah ve Nizamülmülk ü de anlatımına katarak hikayeyi daha akıcı bir hale getirmiş.
Ancak "1912'de Atlantik'te bit(mey)en" hikaye için aynısını söyleyemeyeceğim. Ikinci hikaye "Buraya kadar kendimden bahsetmedim..." diye başladığında anlatıcının hikayesinin de anlatılması fikrini begenmiştim fakat ilk bölümdeki keyifli akış burada yoktu.
Buna rağmen bu kitabin, ilk bölümünün hatırına, okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.