Haşırt Dı Bilekbord bir yıldan uzun bir süredir kitaplığımda durduğu halde okuma fırsatım olmamıştı.Bu kadar komik bir kitabı şimdiye kadar okumadığım için açıkçası pişman oldum.
Kitabı açınca
Cem Yılmaz 'ın önsözüyle karşılaşıyoruz. Sonrasında kitaba ismini veren Öztürk Serengil'le olan anısını okuyoruz. Aslında her bir anıyı okumaktan ziyade yaşıyoruz desek daha olur.
Zafer Algöz 'ün hayatında önemli bir yere sahip Kars, Trabzon ve Bursa anılarının yanında ;tiyatro ve sinema dünyasından tanıdığımız usta isimlerle birlikte, kendi özel hayatından izler buluyoruz.
İşte bu isimlerden bazıları :Kemal Sunal' dan, Fatma Girik'e, Sadri Alışık'tan, Erkan Can'a, Nur Baylar'dan, Semih Sergen'e kitapta yok yok.
Bölümlerin başlagıcındaki resimlerde kitaba ayrı bir güzellik katmıştı. Yakın dostu ve çocukluk arkadaşı Erkan Can 'la Bursa' nın düşman işgalinden kurtuluşu münasebetiyle temsili bir canlandırma yaptıkları anısı favorim oldu.
Kahkahalar atarak okuduğum okurken çok eğlendiğim bir kitaptı.
Haşırt Dı Bilekbord benim için rengarenk, tatlı-sert haribo gibiydi. Günün koşuşturmacasına ufacık bir mola verip eğlenceli bir şeyler okumak isterseniz bu kitap tam size göre.Merak edenlere şimdiden keyifli okumalar diliyorum. Kitapla kalın.
Merhaba arkadaşlar. Dün https://1000kitap.com/beydervis'un ortaya attığı fikirden hareketle ben de kendi beğendiğim, gözüme çarpan ve kaydedilenler bölümüne attığım incelemeleri sizinle paylaşmak istiyorum.
İsim olarak kimseyi etiketlemedim. Gören görsün. Elbette burada gözden kaçan içinde bize çok şey katacak incelemeler vardır. Ben bu
Ömer Gezen' e ve tüm dostlara teşekkür ederim.Sizler de bu anlamlı harekete katılmak isterseniz #51007323
{Liste Güncellenecektir. Yoruma Siz de Sevdiğiniz İncelemeleri İliştirebilirsiniz.}
*Gülnaz Eliaçık
Biz çok güzeldik eskiden,* Telefonun ve radyonun üzerine dantel örtü konurdu.
* Gazocağı ve tel dolabımız vardı. Annem, tıkanan gazocağını, ucunda kılcal tel olan bir aletle açmaya çalışırken habire söylenirdi.Okul kapısında ayva, şam tatlısı,macun şeker,susamlı şeker,pamuk helva,kestane satılırdı.5 kuruşa ince bir dilim şam tatlısı,alırdık.
*.
Mal da yalan, mülk de yalan. Kefenin cebi yok. Hayatta hep para para para nereye kadar? Er yada geç emrihak vaki olunca g.tümüze 250 gr pamuğu tıkacaklar. Paralar da tabuta sığmıyor efendi! Semih Sergen
Dikkat spoiler içerir.
Tiyatro oyuncusu olan yazarın meslek hayatı ve ailesi ile ilgili olarak anlattığı anılarından oluşan ikinci kitabı. Büyük bir kumar tutkusu olan mesai arkadaşı Ertuğrul İlgin ile başlayan kitapta, Öztürk Serengil, Fikret Hakan, Cüneyt Gökçer ve daha pek çok meşhur tiyatrocu ile olan anılarını anlatıyor. Sonrasında Nihat abisinin alkolü seven eşi, Yahşi Batı'daki güreş sahnesinden dolayı anlattığı kispet hikayesi ve tiyatrodaki pehlivan ile olan güreşi, Can Yılmaz ile gittiği Barcelona maratonunda başına gelenler, Konservatuar'ın meşhur çaycısı Sadık abisi, Semih Sergen ile gittiği Konya gezisi ve olaylı etli ekmek yemesi, Kolombo lakaplı Hamza dedesi ve daha pek çok komik anı kitabın içinde yer alıyor. Keyifle bir solukta okunan bir kitap.
Zafer Algöz'ün kaleminden. Edebi bir beklentiniz olmasa da genel olarak başından geçenleri biraz daha sohbet havasında anlatıyor. Kısa kısa bölümlerle, bazen Devlet Tiyatrosunda hocası Semih Sergen'den , kimi zamanda İzmir'deki disiplinli emekli Albay dayısından bahsediyor. Güzel vakit geçermek için okunabilir.
Ken Taç DisZafer Algöz · İnkılap Kitabevi · 2022286 okunma
“Mal da yalan, mülk de yalan. Kefenin cebi yok. Hayatta hep para para nereye kadar? Er ya da geç emrivaki olunca götümüze 250 gr pamuğu tıkacaklar. Paralar tabuta sığmıyor efendi!”