##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Herşey insana fedadır, insan da kendisine. Tanrı hiç biz gökleri ululadık, arşı ululadık buyurdu mu? Arşa gitsen de, yedi kal yerin dibine girsen de, faydası yok. GönüIe, gönül sahibine yar olmak gerek. Bütün peygamberlerin, erenlerin, temiz erlerin, çalışıp can vermeleri bunun içindi. Bunu arıyorlardı. Bütün alem bir kişidedir. İnsan kendisini bildi mi, bütün alemi bildi demektir. Makalat syf,104 Ataç Yayınları, 2006
Sayfa 175 - NEFES YAYINLARIKitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Şems'in manevi şahsiyeti, sıra dışı bir sufi oluşudur Dünya metasına önem vermeyen Şems pejmürde, garip, maddi dünyaya hitap etmeyen bir kıyafetle gezerdi. Dünyanın nimet ve ihtiraslarından kendini soyutlamıştı. İlim ve kerametle övünmez. kimseyi de hakir görmezdi.2 Zira o, bu manevi kemal yolunda, insanı asıl olgunlaştıran şeyin ilahi aşk olduğunu kabul etmişti. Şems, melâmet tavrı baskın olan, ilâhî ve insani muhabbeti her şeyin başı sayan, şeriatın ancak tarikat ve hakikatle anlaşılabileceğini söyleyen, dili zikreden, gönlü şükreden, vücudu sabreden âriflerin, gerçek hikmete sahip bulunduğunu savunan, nübüvvet ve velâyet makamının yüceliğini lâyıkıyla ispat edemeyen, nazar ehlinden uzak duran, semâ ehli, celâl yönü önplanda bir cemâle sahip Muhammedî meşrepli bir sûfidir. 3
Cemâlnur Sargut
Cemâlnur Sargut
2 Derviş Ahmet Aşık Kul Sadi, Hayatı, şahsiyeti, fikirleri , eserleri, Mevlana l, sayfa:24 3 Semih Ceyhan, Tebliğ: Şems'in Gaygubeti Mevlana'nın huzuru: Mesnev ve Osmanlı Şerhlerine Göıe Şemıs-i Tebrizi.
Sayfa 173 - NEFES YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Hocam
Samiha Ayverdi
Samiha Ayverdi
'nn, "İnsanlık alemine Hakk'ın bir tebessümü, bir devrin nirengi noktasıdır " dediği
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
'nin, kitlelere tesir eden hayatında en önemli etken, vahdet şiftesini beraber çözdüğü mürşidi Hz. Şems'dir.
Şems-i Tebrizi
Şems-i Tebrizi
sayesinde her şeyi bilen, bildiğini de aleme öğretmekle mükellef olan, büyük hakim, tabire tarife gelmez bir aşktan arta kalan yüreğinin, iştiyak ve hasred içinde, tefekkür ve imanının coşkun seline, alem halkını muhatap etmiştir.
Cemâlnur Sargut
Cemâlnur Sargut
Sayfa 173 - NEFES YAYINLARIKitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Biz yukarıdanız ve yukarıya gidiyoruz Biz denizdeniz ve denize gidiyoruz Biz buradan ve oradan değiliz Biz mekansızlıktanız ve mekansızlığa gidiyoruz. Ruh tufanında Nuh'un gemisiyiz Şüphesiz elsiz ve ayaksız (uçarak) gidiyoruz. Dalga gibi kendimizden baş kaldırdık (yükseldik) Tekrar kendimizde temaşa etmeye gidiyoruz. Şems Prof Dr. Parvaneh Saberi'nin "Uçan Şems: Şems ve Mevlananın Görümesine Bir Bakış" konuşmasından
Şems
Şems
Sayfa 77 - NEFES YAYINLARIKitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Şems'in kim olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gittiğini, kimse bilmiyor. Mevlana ile göriişüyor ve Dost'un makamına yaklaşmanın yolunu ona öğetiyor, sırların kilidini onum eline veriyor ve şöyle bildiriyor: 'Ben, mârifet (Allah'ı tanıma) gemisine binmiş, küçük bir su kuşuyum (ördeğim}. Ben iki ayağı ile asılan bir kuşum. Evet, asılıyorum ama Dost’un tuzağına asılıyorum. Benim, uyumak ve yemekle ne işim olabilir? Beni böyle yaratan Rabbim benimle vasıtasız olarak konuşmadığı, ben ona bir şeyler soramadığım ve o söylemediği sürece benim uyumak ve yemekle ne işim olabilir? Ben, Ona söylerim ve dinlerim ki nasıl bu âleme gelmişim ve nereye gidiyorum, âkıbetim nedir? Bende, şeyhimin ve hiç kimsenin görmediği bir şey vardır. Gönüllerde mühür vardır. Dillerde mühür vardır. Kulaklarda mühür vardır. Her biri hir şeyle meşgul ve onunla memnun, mutludur. Kimisi kendi ruhuyla, kimisi aklıyla, kimisi de nefsiyle meşgul. Ben dostları olmayan bir dostum. Benim bu dünyada avam (basit halk) ile hiç işim olmaz. Ben onlar için gelmedim, ben şeyhi ele alıyorum ve müridi sorgulamıyorum. Sonra her şeyi değil ha, şeyh-i kâmili ele alıyorum. Dün gece şeyh elinde fener ile şehri dolaşıyordu, Şeytan ve hayvandan bezdim, insan arıyorum diyordu. Dedim ki: Biz de aradık, bulunmuyor. Dedi ki: bulunamayan şeydir benim arzum, Kendi cinsimden bir kişi arıyordum ki, onu kıble (ve rehber) yapayım, yüzümü ona çevireyim, çünkü usanmıştım, yorulmuştum, yorulmuştum yorulmuştum. "Uçan Şems: Şems ve Mevlananın Görümesine Bir Bakış" Prof Dr. Parvaneh Saberi Yönetmen, Yazar
Şems
Şems
Sayfa 75 - nefes yayınlarıKitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
10- Kervansarayın bir köşesinde idim. Birisi bana sordu, "Tekkeye gelmeyecek misin?” Dedim ki, "Ben kendimi tekkeye lâyık görmüyorum ve bu konuda fazla bilgim de yok. Tekke yemek içmek derdinden uzak ve vakitlerini hoş geçirmek isteyenler içindir. Onun için bana göre bir yer değil”. Sordular, "Peki, medreseye gelmez misin?” "Ben tartışmayı sevmem ve eğer kelimelerin derinliğini bilsem o zaman tartışmaya ne gerek var? Eğer kendi fikirlerimi tartışmaya açsam, bana gülerler ve kâfir derler. Benim gibi bir garibe ancak bu kervansaray yakışır” dedim. (Mak.A. 102;Kon. 101)
Sayfa 61 - NÜVE KÜLTÜR MERKEZİ - 2. Baskı - Arallk 2007Kitabı okudu
Reklam
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Mevlâna'nın, Dîvân'da Şems'e seslenişi: Ey Hakk 'ın ilhâmıyla konuşan, ey hakikatler gözü, ey şu ateşlerle denizde, yani kötülüklerle, zulümle, belalarla dolu dünyada insanların kurtulmasına çare olan aziz varlık. Sen çok kadim bir pirsin. Senin aveline evvel yok. Sen eşi ve benzeri olmayan bir mâna padişahısın. Canların elinden tutan, onları dünya sevgisinden, nefsanî arzular afetinden kurtulmalarına yardım eden sensin. Can verme yolunda canlan avlayan sensin. Ah! Bir bilinse ki şu avlar arasında avlanmaya layık olan kimin canıdır. Mahlûk da kim oluyor ki senin aşkından bahsetsin. Allah 'ın celâl, azamet nuru bile senin cemâline, senin güzelliğine âşık. Diyorsun ki: "Ben o aşka avlandım, ben aşk hastasıyım, ağlayıp inliyorum. Ey nâzik, ey hünerli hekim! Ben hangi çareye başvurayım? Lütfun "Ge!” diyor, kahrın "Git” diyor. Bu ikisinden hangisi daha doğru, hangisi daha sözlü, hangisi gerçek, bize bir haber ver! Ey nefslerin güneşi, hakikatin Tebrizli gündüz yıldızı; saçtığın her şuadan bir rûh sudur eder; latif, etkileyici. Hazırlayan: Dr. Semih Ceyhan İSAM Türkiye Diyanet Vakfl İslam Araşnrmaları Merkezi
Sayfa 23 - nefesKitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Makâlât'taki ifadelerine bakılarak, Şems'in melâmet tavrı baskın olan, ilâhî ve insanî muhabbeti her şeyin başı sayan, şeriatın ancak tarikat ve hakikatle anlaşılabileceğini söyleyen, dili zikreden, gönlü şükreden, vücudu sabreden âriflerin gerçek hikmete sahip bulunduğunu savunan, nübüvvet ve velâyet makamının yüceliğini lâyıkıyla ispat edemeyen nazar ehlinden uzak duran, semâ ehli, celâl yönü ön planda bir cemâle sahip, Muhammedî meşrepli bir sûfi olduğu söylenebilir. Hazırlayan: Dr. Semih Ceyhan İSAM Türkiye Diyanet Vakfl İslam Araşnrmaları Merkezi
Sayfa 22 - nefesKitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Makalât'ta ve diğer Mevlevî kaynaklarında, onun Şemsîler taifesinin pîri addedilebilecek tavırlara sahip olduğu zikredilmemiştir. Bununla birlikte Mevlevîlik'te aşk ve melâmet tavrı ön planda olan dervişler için "Şems meşrebinde” ifadesi kullanılmıştır. Şems, "Ben mürid kabul etmem, fakat şeyhleri irşad ederim; her şeyhi değil kâmil olanı”95 sözüyle bir tür irşad vazifesi yerine getirmiş olsa da, şeyhi gibi yerine halife bırakmamıştır. Bu sebeple, kendisine bir tarikatın ya da, Mevlevîlik'te bir kolun nisbet edilmesi, doğru değildir. Nitekim Mevlevîlik silsilesinde Şems'in adı geçmemektedir. 95 Şems-i Tebrizi, s, 227, Hazırlayan: Dr. Semih Ceyhan İSAM Türkiye Diyanet Vakfl İslam Araşnrmaları Merkezi
Sayfa 22 - nefesKitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Nitekim Mevlevi meşayihi Furüzanfer ve Midhat Bahari Beytur gibi Mevlevilik tarihi uzmanları, Şems'in gaybübetine inandıklanndan, onun kabri ve öIüm tarihi konusuna fazla önem vermememişlerdir.
Sayfa 20 - nefesKitabı okudu
Reklam
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Gönül ehli olanlar gittiler, aşk şehri boş kaldı deme Cihan Şems-i Tebrizi ile doludur, onu görecek Mevlana gibi bir zat nerede? Kemal-i Hucendi
Sayfa 21 - nefesKitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
6. Şems'in İkinci Gaybûbeti Müridler ve halk tekrar dedikodu yapmaya başlayınca Şems, Sultan Veled'e ilim ve irfanda eşi benzeri olmayan Mevlâna'dan, kendisini ayırmayı istedİklerini, bu defa ortadan kaybolduktan sonra kimsenin bir daha izini bulamayacağını söyler ve 8 Şâban 645 (8 Aralık 1247) tarihinde kayıplara karışır.64 Eflâkî, Şems-i
Sayfa 15 - nefesKitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
5. Şems'in İlk Gaybubeti Mevlâna'nın, Şems ile tanıştıktan sonra, medresedeki derslerini bırakması, Şems'in isteğiyle babasının Maârif'ini, Mütenebbî'nin divanını okumayı ve okutmayı terketmesi, halktan uzaklaşıp, bütün zamanını Şems'in sohbetine ayırması,52 bazı nâkıs müridlerin, şeyhlerini kendilerinden ayıran kim olduğunu bilmedikleri Şems'e
Sayfa 12 - nefesKitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
Düyaya geliş amacı "Ey düğünleri çözme yolunda yok olup giden kişi ! '' İnsanı bir amaç için yarattılar (gönderdiler), yani insan kendisinin nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmeli. Görsel ve içsel tüm duygular bu amaç için verilmiştir. Fakat insanlar bu duyguları başka işler için kullanırlar. Hayat mutlu ve hoş bir hale getirmek için emniyet aramazlar, sonunu ve başlangıcını da merak etmezler. Bu dünyada en güzel uğraş ilimdir ama bazıları bu ilmi yukarıdaki konu için kullanmayıp zamanlarını boşa harcarlar. En başarılı araştrmacılar ömürlerinin sonunda şunu söylerler, "Bu dünyadan biz ya|nızra ıstırap ve sıkıntı elde ettik". Bu nasihat bütün aleme ders olsun. Zaman (ölüm vakti) gelince, artık bu konuda yorum yapma ve acı çekme fırsatı kalmaz: 'Ruhlarımız cisimlerimizden ötürü korku içinde, Dünyada kazandığımız eziyet ve sıkıntıdan başka ne kaldı elimizde?' (Fak-i Razi; Mai. M.678)
Sayfa 47 - NÜVE KÜLTÜR MERKEZİ - 2. Baskı - Arallk 2007Kitabı okudu
##Şems-i Tebrîzî Anlama Etkinliği## 2019
İbrahim Ethem'in Belh hükümdarlığını terk etme hikiyesi: İbrahim Ethem Belh tahtını terk etrneden önce mal ve mülke kaşı olan tutkusunu iyice azaltmış ve bedenini tamamıyla Allah'a teslim etmişti. Buna ıağmen bir gün kendi kendine dedi: 'Acaba neden tam kurtulamıyorum ve mana alemin esrarı bana açılmıyor? Başka ne yapmalıyım?' Bu arada tahtında uyuya kalmıştı ama yarım uyku halinde idi. Muhafızları davul ve ney çalıp gülrültü koparıyorlardı. Ethem düşündü: 'Bunlar hangi düşmandan beni korumaya çalışıyorlar? Benim düşmanım (nefsim) zaten benim yanımda yatmaktadır. Siz beni nasıl koruyabilirsiniz? Ancak Altah'ın rahmeti beni koruyabilir. Bu düşüncelerle meşgul iken yastıkla başını bir kaldınp bir indiriyordu. Sevenler nasıl uyuyabilir ki? Tam bu srada köşkiln damında ayak sesleri duyulmaya başladı. Bu sesler Sultanın hem korkusunu hem de hayretini artırdı ve düşündü: 'Muhafızlarıma ne oldu? Neden bu insanlara engel olmuyorlar'. Muhafizlara bağırmak istedi, sesi çıkmadı, Bu arada birisi damından aşağıya kafasını uzatarak seslendi: "Tahta uyuyan sen de kimsin?" Ethem "Ben sultanım asıl siz köşkümün damında ne anyorsunuz?" Damdakiler "Biz birkaç devemizi kaybettik onları arıyoruz" diye cevap verdiler. Sultan, "Siz deli misiniz? Kaybettiğiniz develerin damda ne işleri var?" Onlar cevap verdiler: "İyi, öyle ise sen neden Allah'ı tahtında arıyorsun? İnsan Allah'ı orada mı bulur?" Bu olaydan sonra kimse Sultanın izine rastlamadı. O çekti gitti, bir sürü canlar da onunla gitti (Mak,A,27; Mak.M.85;Kon.49-50).
Sayfa 29 - NÜVE KÜLTÜR MERKEZİ - 2. Baskı - Arallk 2007Kitabı okudu
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.