Her arayış hakikat sevgili
Cümle kavuşmalar yalan
Var olmak zamana karşı yarış ya da bitimsiz bir koşu
Sürekli uzaklarla anılan o ezeli yolcunun ardından
Bildim, sevinç çiğnediğim yolda bir yakınlık duygusu yalnızca
Veya bir yakın temas umudu ve belki de hepsi bu
Tuz dökmekmiş yaraya, buymuş diyorlar serencam, ne gam
Sana yürüyorum işte, durmak
Belanı arıyorsun diyorlar bana,
Seni böyle anlatıyorlar, anlıyorum
Yani seninle sırdaş bir baş taşıyorum
gövdemin üstünde
Bazen hepten sen oluyorum, bu kesin, tümden bela kesiliyorum …
*
Belanı arıyorsun diyorlar bana, seni
böyle anlatıyorlar, anlıyorum
Yani seninle sırdaş bir baş taşıyorum gövdemin
üstünde
Bazen hepten sen oluyorum, bu kesin, tümden bela kesiliyorum
yani
Ve dinmesin bir daha asla serdeki bu fırtına diyorum
Kestiğinde
muhabbeti tin ve ten, darılıp birbirine küstüğünde
Narin bir kelebektedir
ruhum, sende kanat çırpmadadır
Cansız gövdemle düşteyim, haydi moladayım
diyeyim, seni soluyorum
Yere kapanmış bedenim birlik diliyor toprakla artık,
sevinsin fukara
Bırak aslına dönüp rahat bir nefes alsın
Not: Şehîd Delîla anısına adanmiş bir şiirdir bu.
Belanı arıyorsun diyorlar bana, seni
böyle anlatıyorlar, anlıyorum
Yani seninle sırdaş bir baş taşıyorum gövdemin
üstünde
Bazen hepten sen oluyorum, bu kesin, tümden bela kesiliyorum
Ali Haydar Kaytan
Her arayış hakikat sevgili Cümle kavuşmalar yalan Var olmak zamana karşı yarış ya da bitimsiz bir koşu Sürekli uzaklarla anılan o ezeli yolcunun ardından Bildim, sevinç çiğnediğim yolda bir yakınlık duygusu yalnızca Veya bir yakın temas umudu ve belki de hepsi bu Tuz dökmekmiş yaraya, buymuş diyorlar serencam, ne gam Sana
Lahza Serisi, Har ve Kül kitabı ile kaldığı yerden devam ediyor Yazarın kalemi kesinlikle bağımlılık yapıyor. Bu okuduğum 5. kitabıydı. Bundan önceki serisi Aşiyan’ı da çok sevmiştim ama Lahza kesinlikle çok başka Çok güzel seven adam mı okumak istiyorsunuz? Çakır kadar güzel seven adam zor bulunur diyorum Ama bunu iliklerimize kadar
Sen amcalara pipini göstermeden büyüdün. Hata burada. Sen, kızlara laf atmadın; elle tacize hürmet etmedin. Al, bir hata da bu. Böyle Türk mü olur?! Sorarım sana, bir kere dövüştün mü şöyle adam akıllı yumruk yumruğa, altalta, üstüste, kenarkenara?!Dövüşmedin. Sen kavgayı mücadele sanırsın. Tabii, kimse sevmez seni. Mahallendeki yaşıtlarına, birinin ağzına nasıl verdiğini anlattın mı?! Hem vermedin hem de yalan dahi olsa anlatmadın. Naş ordan o zaman. Ne işin var senin bu topraklarda, belanı mı arıyorsun?!
"Neden kabul etmiyorsun sen bu adamı?" dedi Melike birden bire. "Vallahi aklım almıyor. Eee Veterinere de hayır dedin zaten. Gerçekten sen belanı arıyorsun Pero ha! Koskoca dalyan gibi adam resmen bir kulunu çok sevdim o beni hiç sevmiyor kalbimi ona verdim artık geri vermiyor diye yaradana el açan İbrahim Tatlıses'e döndü. Şaka gibi!"
Şeyma hemen ciddiyetle bana döndü. "Sevmenin günah olduğunu bilseydim yemin ediyorum seni sevmezdim Ayperi." dedi İbrahim Tatlıses şivesi ile.
Melike anında kocaman bir kahkaha saldı. Tabi Şeyma'da. Harika. Yine dillere düştük...Şeyma gülmeye devam ederken Melike birden ciddileşti.
"Ömer iyi çocuktu..."dedi Ramiz dayı tonlaması ile. "Ama fena bir kusuru vardı. Ayperi'ye aşık olmuştu. Eğer geri dönüp söyleyebilsem söylerdim .Ömer derdim... Ayperi biraz mal."
Şeyma bu sefer mükemmel Saba Tümer kahkahasını saldı. İkisi de koltukta böcek gibi bükülmüş elleri karınlarında gülüyorlardı. Boş bir bakış attım. Kimlere kimlere dert anlatıyorum aaaa komşular...
"Ha ha ha." dedim ifadesizce ikisini izlerken. "Kahkaha tufanı..."
Hala hunharca gülüyordular. Bir yandan da benim şakam iyiydi hayır benimki daha iyiydi tartışmasındaydılar. Te Allahım yarabbim. Ortama bak. Hala umutsuz bakışlar atarken çalan zille hemen ayaklandım ve kapıya doğru ayaklarımı sürüye sürüye ilerledim. Melike ve Şeyma şimdide Bihter'in Beni beni Bihter'ini repliğini beni beni Ömer'ini diye çevirmiş gülüyorlardı.
Abdullah b. Mübârek hazretlerine biri gelip çocuğunun kendisine âsi olduğunu söyleyerek şikâyette bulunmuş.
Abdullah b. Mübârek hazretleri adama,
- Sen hiç oğluna beddua ettin mi, diye sormuş Adam,
- Evet ettim, diye cevap verince,
-Öyleyse kabahati ne çocukta arıyorsun, çocuğu sen bozmuşsun, demiş.
Anne baba çocuğunu güzelce terbiye etmeli ve sürekli hayır dualarını onlardan esirgememelidir. Küçüklere sevgi, büyüklere hürmet etmeyi onlara öğretmelidir. Özellikle anneler çocuklarına kızdıklarında hemen, "ALLAH belanı versin, kahrolasın" gibi beddualar etmemelidirler. Bunun yerine kızdıklarında "ALLAH seni hayırlı evlat etsin, huyunu güzelleştirsin" gibi dua cümleleri kullanmalıdırlar.