nedense bir köşede hayalî bir çevrimin varlığını daha derin hissediyorum, yani bak mevsimler aylar, sen, bir de ben şarabımla (midemi kavuran.) özlüyorum.
Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: Bir defasında Rasûlullah (s.a.v)'a: - Ey Allah'ın Rasûlü! Sen (de) bizimle şakalaşıyorsun, dedim.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v):
- Doğrudur, ancak Ben, haktan başka bir şey söylemem, buyurdu.
ARTIK
Onun gelmeyeceğini biliyorum
Onun geleceğine bekleyorum
Ah ben çok unuttum
Unuttuklarımı ah ben
Çok unuttuklarımdan
Anımsadım da birden
Sen de demez misin
Sevdim de oldu
Ya o da dese sana kimsin
Bir şey söylemekle olmadı
Başka bir şey susmakla oldu
— Ayşecik! Benim bedelim bir avuç inci mi, yakut mudur? Benim bedelim bu çöllerin bütün kumlarıdır. Trablus'tur. Ben bitmeyince Trablus, gitmez. Sen padişaha hediye götürmek istersen, senin gibi günahsız şeyler götür. Halifeler melek gibi masumdurlar, naziktirler. İnşallah birkaç gün sonra buralardan düşmanı kovalım. İşte o zaman padişah babamıza bir demetçik çiçek götür ve karşılığında beni ondan iste. Padişahlar çiçekleri severlermiş.
Yenilgi, Yenilgim, benim ölmez cesaretim,
Sen ve ben, birlikte güleceğiz kasırgayla,
Ve ikimiz, mezarlar kazacağız içimizde ölenler için,
Şevkle tutunacağız güneşe,
Tehlikeli olacağız!