Kabus..
Gecenin dördüydü.. Telefon ısrarla çaldı. Renk duymamazlıktan geldi en başta. Ama inadına çalıyordu sanki. Kafasını yastığın altına soktu. "Hayır ya hayıır" diye inledi, huzursuzca. Kafasını çıkardı yastığın altından ve "Allah aşkına kimsin ya?" dedi. Telefonu aldı. Arayan Yekta'ydı. Bir an anlayamadı. "Hı?" dedi,
Dişe Diş..
Renk'le Yekta sessizce yürüyorlardı. Renk'in yanakları kızarmıştı ağlamaktan -gerçi doğal hali de kızarıktı ya- mahcup bir şekilde yanyana yürüyorlardı Yekta'ya. Yekta gülümsüyor yanyan Renk'e bakıyordu. Renk bunun farkındaydı ve ona mahcup olduğu için bakamıyordu suratına. İçinden "Yine aynı şey oldu! Neden her zaman o haklı çıkıyor ya?
Reklam
112 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 135 days
Kuyu: Rasim Özdenören'in kalbi cümlelerinin nakşedildiği modern bir Yusuf masalı! Nefs çukurlarını tasavvufla doldurmak adına yola çıkan genç bir adamın, zaman zaman düştüğü kuyu içinde yeni bir kuyu açma girişimlerinde ki amaçsızlığının, nedensiz yorgunluğunun, günah kokan tren peronlarında ki tövbekâr bekleyişlerinin cümlelere bürünmüş hali.
Kuyu
KuyuRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 2022894 okunma
Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini: - Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor, son bir çare diye geldik size. Halbuki sen bir garip
Rastgele bir numara çevirdim, genç bir kız açtı. “Pardon devlet memuru musunuz?” “Sapık mısın?” “Hayır. Memur musunuz?” “Değilim.” “Güzel. Ben sapık değilim siz de memur değilsiniz. Peki o zaman bu şehrin en işlek caddesi neresi acaba? Herkesin bir gün mutlaka geçeceği cadde.” “Ne bileyim, İstiklal Caddesi herhalde. Sen kimsin?” “Bu hayatta rastgele çevirdiği telefon numaralarında karşısına çıkan seslerden başka kimsesi kalmamış biriyim. Belki de ben senin şuuraltınım.” “Kaç yaşındasın sen?” “Beni boş ver. Konu ben değilim ki. Hiçbir zaman da olmadım. Asıl sen kimsin? Senin heyecanların neler, tutkuların neler, hayal kırıklıkların neler? Şu hayatta başın sıkıştığında ilk kimi ararsın? Seni karşılıksız seven insan kimdir, ne halt yersen ye seni bağrına basacak insan kimdir? Eğer böyle biri varsa bu akşam onu ara, halini hatrını sor bu vesileyle. Yoksa sen de bir gün benim gibi yapayalnız kaldığında, ufacık bir şeyi danışmak için bile arayacak kimseyi bulamazsın. Bu sözlerimi harcanmış yıllarımın manifestosu olarak kabul edebilirsin. Çünkü büyük bir tecrübeyle konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. İstersen sonra yine araşalım, daha 64 dakika bedava konuşma hakkım var çünkü.”
"...Senin kalbini ben kırmadım, onu sen kendin kırdın; onu kırarken benimkini de kırdın. Güçlü olduğumu söylüyorsun, bu benim için daha kötü. Yaşamak istiyor muyum acaba? Bu benim için nasıl bir yaşam olacak, sen... Ah, Tanrım! Sen ruhun mezardeyken, bedeninin yaşamasını ister misin?"
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.