"Kapmış bohçasını bir gün bu, gelmiş. Ben boşanacağım. Niye? Yok kötü davranıyormuş kocası, yok başka kadınlarla oynaşıyormuş, yok şöyle yok böyle. Bir yığın laf. Eve ekmek getiriyor mu? Getiriyor. Çocuklarına babalık ediyor mu? Ediyor. Sana kocalık ediyor mu? Ediyor. Eee, o zaman? Altından girdik hepimiz, konu komşu, üstünden çıktık, ı-ıh. Nuh dedi peygamber demedi."
"Kendi bilir," diyor ablan, o çok bilmiş edasıyla "Ben de konuştum, çekip bir kenara. Dedim ki, nasıl geçineceksin, dedim. Hangi gelirle? Hadi sen neyse sığınıp eteğinin altına annenin. İyi kötü. Peki bu iki çocuk? Okuldu, harçlıktı, giyimdi.. Benim gibi hiç evlenmemiş olsan, sırtında iki kambur olmasa, neyse..."