Sen bu şiiri okurken, ben belki başka bir şehirde ölürüm..
“Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
Sen ülkemin yaz geceleri gibisin
Saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
Beni unutma
Ah! saklı gülüm
Sen hem zor hem güzelsin
Şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
Sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
Sen memleketim kadar güzelsin
Ve güzel kal”
Ah şiir! Uğrunda dökülen onlarca mürekkep,
onlarca yürek.
"Yalnız şiirin yatıştırabildiği asi çocuklardık" diyerek başlıyor,
"Sence ben bardağın dolu tarafına
Biraz da göz yaşı döksem
Azalır mı acılar?" diyerek bitiriyor kitabını yazarımız.
Evet, şiir yatıştırıyor bizleri. Ruhumuzun hiç bilinmeyen, görülmeyen yerlerine usulca
Sen bu şiiri okurken
Ben başka bir şiirde olacağım
Başkasının kollarında da senin yollarını adımlamak varmış.
Sana anlattıklarım ne çok şey susuyor
Ve sustuklarım neler söylüyor
Gittin değil mi
Şimdi ne desem kar yağıyor
çünkü beyaz bir gemidir ölüm siyah denizlerin hep çağırdığı
batık bir gemi
sönmüş yıldızlar gibidir
yitik adreslere benzer ölüm
yanık otlar gibi
sen bu şiiri okurken ben belki başka bir şehirde ölürüm..
*196