Julius Caesar, Shakespeare'nin sahnelenen çok güzel bir tiyatro eseri. O dönemlerde okunması için değil sahnede oynanması için eserler yazılıyormuş. Tiyatrocuların ezberlerinin iyi olması gerekiyormuş çünkü prova çoğu zaman hiç yapılmıyormuş yapılsa bile bir iki kez prova yapma imkanları oluyormuş. Tiyatrocular hepsi erkekmiş ve kadın rolleri en geç olan tiyatro oyuncularına veriliyormuş. Sahne dekorları olmadığı için bunu sözlü hayali betimlemelerle canlandırıyorlarmış. Eser, tarihte bilinen en ünlü suikasti konu alıyor. Ama okurken okuyucuya verdiği mesajlar var. Sezar ve Brütüs, çok iyi dostlar ve herkes Sezar'ı öldürmeye teşebbüs ettiğinde o Sen de mi Brütüs derken dostun hançerinin çok acı olduğunu son sözleriyle anlatıyor. Sevdiğimiz insanların bir sözü bizi yaralarken gerçeğin soğuk yüzüyle acının en dibinde karşılaşırız. Shakespeare, Brütüs'ün Roma için bu suikasti yaptığını ima etse de yapılan doğru değildir. Brütüs' e suç bulmak doğru değil, etrafındaki dost bildiklerinin dolduruşuna geldiği görülüyor. İnsanların sizden övgüyle söz etmelerine aldırış etmeyin çünkü Shakespeare kitapta anlattığı gibi önce Sezar'dan yana olan halk, sonra Brütüs'e sensin bizin Sezarımız diyor, daha sonra da Brütüs'e düşman olan Antonius'a sen diyorsan doğrudur diyor. İnsanların fikri ne çabuk değişiyor... Okumanızı tavsiye ederim