Gelince sen geliyordun ama gidince dünya kopuyordu yüreğimden.
Sen sesini alıp gidince, Ben burda dilsiz kaldım. Ya sen bana fazla geldin. Ya ben sana az kaldım. Gitme bir adım öteye gülüm, Bir adımda gurbet olur. Gitme bir nefes öteye gülüm, Her nefes hasret olur... Yılmaz Erdoğan
Reklam
Bu şehir hurda demir yığını Gibi paslandı sen gidince.
Ya dünya, sen içinden çıkıp gidince, o ne olacak?
Önüme sanki bir perde gerildi. Sonsuz hayat manzarası, sonsuza kadar açık duran bir mezara dönüyor. Her şey gelip geçince, bir şimşek hızıyla kaybolup gidince, varlıgına bu kadar az bir zaman sahip olan bir vücut akıntıya kapılıp sulara gömülerek kayalarda parçalanınca sen buna artık varlık diyebilir misin? Kendini ve etrafindakileri kemirip yemedigin bir an bile yoktur. Elinde olmayarak, sürekli önüne geleni yıkarsın. En masumane bir gezintin bile binlerce zavall böcegin hayatina mal olur. Bin bir zahmetle meydana gelmis karınca yuvalarını bozmak, küçük bir dünyayı mezara çevirmek için bir adım atman yeterlidir. Bana dokunan, dünyann birtakım büyük felaketleri, köyleri silip süpüren baskınla, şehirleri yıkan yer zelzeleleri degil. Tabiatin tümünde saklı duran, etrafindakileri ve kendini yıkacak hiçbir şey meydana getirmeyen kemirici bir kuvvet beni yıkıyor. Ben böylesi şeylerden korkmuş halde sendeleyerek dolaşırım. Yerle gök ve onların yaratıcı güçleri çevremi sarmış, hiçbir zaman gözü doymayan, yırtıcı bir canavardan başka bir şey görmüyorum.
Anneciğim, sen gittin gideli ne kadar yalnızım bir bilebilsen. Sen gittin gideli, kimselere derdimi anlatamıyorum, ne yapacağımı şaşırdım. Başımı birinin omzuna koyup, ağlamak istiyorum, hiçbir omuz yok. Anneciğim çok yalnızım, tek başınayım, acılar içindeyim, kimse anlamıyor, kimse sormuyor… Sensizliğin, sensiz kalmanın salt yalnızlık olduğunu, sen gidince mi anlayacaktım ben? Sana ne çok anlatacak şeyim varmış, sana ne çok ağlayacak şeyim varmış. Keşke yarısını anlatsaydım, keşke yarısını ağlasaydım…
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.