Onu benim kadar sevdin mi ya da onları mı demeliyim? Sahi ya? Gitmiştin sen dimi? ... Ne çok soru bıraktın arkanda... Hoşça kal mı demeliyim şimdi? Çık aklımdan, kime döndüysen yüzünü, ona söyle artık sahte sözünü...
"oysa, sen, yoktun artık - yalnızca benden 'uzaklaşmış' değil, 'ta ora'ya gitmiştin..."
Sayfa 225Kitabı okudu
Reklam
Sen gitmiştin...Ayrılıkların dilini hece hece ağlıyoruz şimdi.
Yapraklarla gizlenmişti yüzün. Birer birer kopardım yaprakları sana yaklaşmak için. Son yaprağı kopardığımda, sen gitmiştin. Sonra bir çelenk ördüm kopan yapraklardan. Kimsem yoktu verebileceğim. Ben de çelengi alnıma yerleştirdim.
Sayfa 120 - Can yayınlarıKitabı okudu
Kış güneşi altında…
Biliyor musun, kalemimi sen açtın - ­ - Hayır, bilmiyorsun: - - Gitmiştin. Ben de, uzun bir süre, birşey yazamadım; kalemim, ma­sanın üstünde, kış güneşi altında, durdu.
“Gitme “demiştim sana. Aldırmamıştın, çekip gitmiştin. Oysa uzun yolun ortasında durup, saçlarımı okşayıp, gözüm sıra akan yaşları silecek birini bekledim hep. “Ağlama ama” diyecek birini.O sen olasın istedim
Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sen Hep bizimken Biz gelmeden Hiç bilmeden Gitmiştin. Anılarımız Utandı.
Belki farkında değildin ama ben seni severken,sen benden çoktan gitmiştin.
Sayfa 125Kitabı okudu
Sonsuza uçan uçurtmalar
Anlamıştım. Sen beni bırakıp gitmiştin. Sen beni bitirmiştin. 'Griler giyerek' gitmiştin ötelere... Ve biliyordum; Elinden kaçırdığın uçurtma gibi bir daha geri gelmeyecektin.
Reklam
Sen, buluşabildiğimiz ender günlerden birinde, bana gelmiştin. Yaz başıydı; ben bahçede oturmuş rakı içiyordum; sen de — galiba mutluluktan— koşuşturup duruyordun. Sana, yan şakayla, “Haydi bakalım — bana erik getir” demiştim. Koşup gitmiştin: Bahçede bir erik ağacı olduğunu biliyordun. Epey sonra (hatta, biraz daha gecikseydin, kalkıp sana bakmağa gidecektim), alı al, moru mor, kan-ter içinde geri gelmiş­tin : elinde bir külah: Manavdan, harçlığının son kuruşuna kadar vererek aldığın erikler...
Sayfa 12 - Sel yayınları 2. BaskıKitabı okudu
Birden bir kötü düşünce düştü aklıma: Sen, acaba, benden, alabileceklerinin hepsini alıp, artık alabileceğin bir şey kalmadığından mı, gitmiştin?… 
Sayfa 203Kitabı okudu
Ilkbahar geldiğinde çok sarsıldım, sen çoktan gitmiştin. Kışı geçirmemiştin. Baharın hiç gelmemesini, bir daha bahar olmamasını, bir daha yaz olmamasını diledim bir an. Sen yoktun, mutsuzdum, bütün dünya hüzünlü olmalıydı. Doğa olduğu gibi bu acıyı çekmeli, yas tutmalıydı. Bütün başkentlerde bayraklar yarıya indirilmeliydi. Lamartine'i bile yardıma çağırdım, okulda ezberlediğim şiir aklıma geldi: "Doğanın matemi kedere yaraşıyor ve gözüme iyi görünüyor." Kuşların cıvıltısı ve canlı renkleriyle baharın neşesi bana uygunsuz geliyor Güneşlenmek için güneşe çıktım. Bahçemizdeki filizlere baktım, çiçekler bu sene daha yavaş açıyor gibime geldi, sanki bu yas döneminde taçyaprakları canlı renklerini sergilemekten imtina ediyorlardı. Bütün bu doğanın senin sayende canlandığı nı düşündüm, bahçede çok zaman geçirirdin, ekerdin, biçerdin, keserdin. Emeklerin boşa gitmedi, çiçekler karşılığını veriyor şimdi. Onun için ilkbaharı affettim.
Mekke'nin Fethi
Sekiz yıl geçti aradan Sensiz tam sekiz yıl geçti Gittiğin gece Uzaktan dönüp Kâbe′ye bakınca Mekke demiştin Sen benim için bütün dünyadan daha değerlisin Ama senin insanların beni rahat bırakmıyor Deyip gitmiştin Yıldızlar da seninle birlikte gitmişti Kapkaranlık geceler kalmıştı ardında Mekke öksüz kalmıştı
Deniz vardı, bir de gökyüzünde yıldızlardan bir ülke… Olmazların çatısı altında, olmuşların kaba hesabını gözden geçiriyorduk. Tüm toplamalar eksenin altında bir sayıya götürüyordu. Hem çarplandım hem de bölünen. Her yanım aritmetik bir duyarsızlığa bürünmek üzereydi. Karşımda pili yeni değiştirilmiş bir oyuncak konuşuyordu. Karşımdaydın ama temelli gitmiştin. Sen okumak istemediğin bir kitaptan kaçıp Fezaköy’e gelmiştin. Ertesi gün yaşantımın en yalan kokan fotoğrafını çekmişti biri, seninle yan yana.
Güldünya Yayınları
Resim