"Mucize bir evin yaşlı kedisidir." Diyor Barış Bıçakçı Sinek Isırıklarının Müellifi kitabında. Hayır. Mucize bir evin doğum yapmış kedisidir. Çiçek açmış kaktüsüdür, kışa hazırlanırken bir şehir. Mucize yağmurdan sonra çıkan kanatlı karıncadır. Ki bu çocukluğumun en fantastik varlığıydı. 20li yaşlarımda görmeseydim ilk defa
(Hikayeyi anlatan adam aradan yıllar geçmesine karşın sözcükler belleğime yer etti mektup elimdeymiş gibi görebiliyorum diyordu.Bu mektubu sizinle ve ailenizle paylaşmak istiyorum diye başlıyordu hadi ordan demiştim adama şimdide yıllardır benim ezberimde sizinle ve ailenizle paylaşmak istiyorum)...
Steambot dağı çok tehlikelidir ve Alaska
güvenilmeyen, gecenin karanlığı,
bir şimşek, bir gökgürültüsü ve sonra
ne fırtına, ne bir şey. Sen de
bu kadar çabuk mu gitmiştin ne,
konuşmadan bile? Ama, gülünç değil mi
hâlâ dudakların olduğunu düşünmek.
Biliyor musun, kalemimi sen açtın -
- Hayır, bilmiyorsun: - - Gitmiştin.
Ben de, uzun bir süre, birşey yazamadım; kalemim, masanın üstünde, kış güneşi altında, durdu.
"Evet, bir baharı hak ettim
Hiç kimseye hiçbir şey borçlu değilim."
Gelmişsin, ne zaman gitmiştin ki
Uğurlamadım giden uğurlanır oysa
Öyle öğrettiler küçükken
"Gidene hoşçakal de" dediler
Bir "hoşçakal" diyemedim hoşça kal.
Sen hep "hoşça kal" istemiştim anlamadın
Bu dünya hoşluğunu kirletmesin istedim
Elveda! Ey gençliğin zengin umudu, niçin öyle hızla koşturuyorsun; kovaladığın şey nasılsa var değil, sen de bir o kadar yoksun!
Elveda! Ey eril güç! Niçin ayağını toprağa öyle sert vuruyorsun, bastışın şey bir delüzyon!
Elveda, ey muzaffer niyet, hedefe elbet varacaksın, zira eylemi, arkanı dönmeden beraberinde götüremezsin ve sen bunu yapamazsın!
Elveda! Ey Ormanın güzelliği, sana bakmak istediğimde kuruyup gitmiştin!
Yoluna devam et! Ey gelip geçici nehir! Ne yapacağını bilen bir sen varsın; zira sadece akıyorsun, asla dolmayan denizde kendini kaybetmek istiyorsun!
Yoluna devam et, ey sen, kimselerin, sonunu göremediği için bir komedi diyemediği, bir trajedi de diyemediği hayat oyunu.
Yoluna devam et, ey sen, hayata paradan bir nebze daha fazla karşılık vermeyen varoluş oyunu!
Nede hiç kimse ölümden geri dönmedi?
bileğime aptal turuncu bir ip bağlamıştın o gün, çıkarmazsan gitmeyeceğim demiştin. ben o ipi gidersin diye duş alırken bile çıkarmamıştım, ama sen gitmiştin.
Merhaba Nalân... bu sen misin,
Yoksa sen mi sandım;
Biri çimdiklesin beni...
Şöyle ışığa gel de göreyim,
Beni dümdüz eden,
O yalandan da yalan gözlerini...
Merhaba Nalân...
Amortiden mi çıktın güzelim?