Rûm Suresi
58,59. “Andolsun ki bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Bununla beraber, eğer sen onlara bir mûcize getirmiş olsan, inkâr edenler: “Siz ancak bâtıl şeyler ortaya atanlarsınız” derler.Allah bilmeyenlerin kalplerini işte böylece kapatır.”
Azer misali ; illede sen illede sen 🕊️
Reklam
HEMŞİRELİK MESLEĞİ
İnsanlığa hizmette uzunca bir yola çıkmış, siyah gecelerin beyaz meleği Onun, elinden vereceği ilaca ve gönlünden katacağı şefkate bağlıdır. Yediden, yetmişe, yaşlısından, gencine şifa bekleyin herkesin geleceği İyi ki varsın, iyi ki seni tanımışım, Teşekkürler,Hemşire arkadaşım Bütün ömrünü, acı ve, ızdırap çeken biçare hastalarına, karşılıksız adamış. Her elden ayaktan düşeni, her bitkini ,hiç karşılıksız şefkatiyle kucaklamış. Bir mum gibi yanarken, etrafını aydınlatmış, insanlık yolunda kocamış. İyi ki varsın, iyi ki seni tanımışım, Allah razı olsun, Hemşire kardeşim Sen, anlayabilir misin, dilinden hemşirelik mesleğinin, dedik. Başarıya giden, insana sağlık yolunda çekilen çile, kutsaldır, dedik. Yunus misali, sizi bilmeyenler neyi bilsin, sizi bilenlere selam olsun, dedik Hakkınız ödenmez sizlerin, İnsanlığa hizmet yolunda, Teşekkürler Hemşire arkadaşım KK
Kemal Kartal
Kemal Kartal
Yalnızlığı yaşamak ve Yanızlığı yazmak.. Yalnızlığa güzelleme yapılabilir.. Yalnızlığa övme ya da sövme de yapılabilir.. Bakış açışı ve yaşanmışlıklar, çevresel etkenler yalnızlığa giydirilen libasları değiştirip farklı imajlar verebilir. Yalnızlık kelimesi yalnız değil elbet. Yalnızlığın sıfatları var. Yalnızlık kimine göre çirkin de olabilir, kimine göre bilhassa tercih edilen güzellik de olabilir.. Kimine göre korku da olabilir, kimine göre güçlenme ve kahramanlaşma da olabilir... Ve bunlar çoğaltılabilir. Ancak ben sahte, kuru, ruhsuz, anlamsız kalabalıklardansa, asil yalnızlığı tercih ederim. Benim için asil yalnızlık; başı karlı, etekleri baharlı yüce ve vakur bir dağ misalidir, derim. Kendi içinde kendine has muhteşem bir kalabalığı vardır.. Ormanları, ırmakları, çiçekleri böcekleri, binbir desenleri, çoklu dilleri, yeryüzüne inmemiş göklü renkleri vardır dağ misali olan o asil yalnızlığın. Özel bir hür hayatın ışığını barındırır hüviyetinde. . Kendine münhasır bir kalabalıktır o yalnızlık.. keşfedebilene, idrak edebilene,, bilene.. Dışardaki kalabalıklar da yalnızlığın cemidir zaten. Gerçekte sen yalnızsın, ben yalnızım, o yalnız hepimiz yalnızız.. Birbirimize yakın duruşumuz ya da birlikte duruşlarımız kalabalık gösterdi bizi. Bu da geçiciydi ve geçti gitti. Ol sebebten yalnız yaşıyor ve yalnız ölüyoruz....✍🏻
Her dakika başı burnunu çeken sümüklü bir adam oturdu yanıma. Uçak havalandı. Umutlarımı geri kazandığım topraklara veda ederken yanımda oturan sümüklü adama baktım. Eski müdürümü anımsatıyordu bana. Rezil hayatının farkındaydı ama etrafındakilere lüks içinde yaşayan mutlu bir adam rolü yapmayı seviyordu hostesten bir kadeh şampanya isterken. Bana
Sen giderken gözlerim dopdoluydu Ve yağan yağmurla caddeler ıslak Yokluğundan bir rüzgâr esti hazin Teselliler döküldü yaprak yaprak Gökyüzünde bir bir söndü yıldızlar Bir karanlık geldi gittiğin yerden Ümitlerim vardı tespih misali Sen giderken dağılıverdiler birden
Reklam
“Lütfen bunu kabul et. Yapmış olduğun bu büyük iyilik bizim için çok değerli. Sana minnettarım.” “Rica ederim. Sadece insanlık görevi. Bu nedir?” Ondan cevap gelmeyince zarfı aralayarak baktım. İçinde tam beş yüz Singapur doları vardı. Bu yaklaşık üç bin Türk lirasına tekabül ediyordu. Zarfı kapadım ve adama geri uzattım. “Lütfen bunu kabul et.
Hocalı Soykırımı
-Akçik, manç.. (Kızmı, oğlanmı) -Akçik (Kız) İki soysuz konuşuyordu kendi aralarında, kadın ise elleri arkada bir ağaca bağlanmış vaziyette, sanki sonbaharda dalından kopmak üzere olan bir yaprak misali titreyerek bekliyordu. Anlamıyordu soysuzların dilinden, sadece ve sadece bekliyordu. Korkarak, titreyerek... Birden bir kasatura indi karnına. "Tun şahetsar, ınger.." (Sen kazandın yoldaş)
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya
Beni benden sıyırıp götürür Bir bilinmez diyara doğru Rüzgar karşısında savunmasız, yaprak misali Bilmez yüreğim ne yana savurulur, yel misali Akıtıp götürür maziyi çalı çırpı gibi, sel misali Kaktüs gibi ölümsüzüm diyen, sen misin hani? Hani övünüp durduğun dikenlerin? Hani içimden taşar gelir dediğin yürek sızın? Nice dertlilerin derdine taş çıkarır dediğin derdin hani? Bir arasam bulurum dediğin dermanın hani? Hangi bilinmez diyarda gizdir? Hangi harabede cevherdir?
Emine
Emine
Reklam
Düşler Limanı
Martılar bir başka süzülüyor semada artık Kanat çırpışlarında gördüm seni... Havada bir coşku, bir özlem, bir aşk kokusu... Çığlık çığlığa kulağımda büyürken sesler Dokunuyorsun tenime okşar bir edayla Kayalara çarpan şu nazenin su tozları gibi Her şey sen oluyor bu kısacık andan sonra Kıvrılıyorsun içimde asi rüzgarlar misali... Bu düşler limanının biletsiz yolcusu ben... Yıllar sonra çıktığım depresyon mağaramdan Seni taptaze hava gibi içime çekmek istiyorum Yadımda yalnız sen, fikrimde sen, düşlerimde sen... Peki sen ey sevgili, ben bu atmosfer içindeyken Ne zaman çıkıp geleceksin sislerin içinden Sen hâlâ dalgadaki akistesin, ötüşlerinde kuşların... Seni taşımakta işte bu gönül, ölesiye her gün Katlanarak çoğalıyorsun içimde, bil ki cana cansın Gel ki artık limandaki düşler mahşere kalmasın Uzaktaki 🥀
Filistin asrın Endülüs'üdür. Tarihe yalnız bırakılan bir medeniyet olarak geçecek. Halk olarak Gazze konusunda yöneticilerimizden şikayetçiyiz. Ne gariptir ki yöneticilerimiz de Gazze konusunda bizden şikayetçi. Siyasetçi seçmenden şikayetçi. Sanatçı siyasetçiden şikayetçi. Bizimkiler öbür devletlerden şikayetçi, öbür devletler bizim
Seni tanıyordum. Elinde silah, Komünist avına çıktığın ta o ilk günlerden beri seni tanıyordum. Önce Ankara'da sonra İstanbul'da ve tüm bir ülkede kana bulamadığın sokak, kahvehane, okul avlusu, fabrika önü kalmamıştı. Ev baskınları yaptın, kör karanlıklarda. Boğarak öldürdüğün arkadaşlarımın üstüne, kurşun yağdırmak marifetlerin
"Kişi arkadaşının dini üzeredir. O halde her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine iyi bakse İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali, misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir lex sahibi ya sana kokusundan verir veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince ya elbise ni yakar yahut da pis kokusunu alırsın.
Sen benimlesin!Elemim haddi aştı,bana neşe gönder!Karanlıklarda kaldım,bana nur gönder!Bu elimimde benim yardımcım Sen ol,Senden başka kimsem yok,tut elimden!Müslüman olma nurundan nasip ver bana!Karanlık nefsimin yok oluşunu sağla!Bir gölgede kaybolmuş bir zerreyim,varlıktansa hiç payım yok!Senin o güneş misali Yücelik Katının eşiğinde bir dilencisiyim ben,o nurdan bana da bir ışıltı gelsin istiyorum.Gelsin ki,şaşkın bir zerre gibi sıçrayıp döneyim de,ellerim o ışıltıyı yakalasın!Bu şekilde bu dar pencereden çıkayım ve o nurlu aleme doğru kanat açayım!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.