Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen kendini küçük zannedersin. Halbuki en büyük alem sende toplanmıştır. Ebru bunu fısıldar bize. Bilir tek nokta, en ince fırçanın ucuyla suya bırakılan minnacık bir nokta, olur sana umman u derya. Yayılır, kıvrılır, lamelif misali dolanır. Katreyiz alemde, lakin unutma ki tek bir nokta Pinhan, tekmil sırları içinde barındırır.
Sayfa 62
Sakarya Türküsü İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta
Reklam
"Evet". Beni rahatsız eden düşünceleri bir kenara itip na dokundum. İşin doğrusu on sürekli dokunuyor, gerçekten burada olduğuna emin olmak olmak istiyordum. Sanırım o da aynısını yapıyordu. Ama başından beri hep dokunmasını seven bir tipti ve bu özelliğine bayılıyordum. Daha fazlasını istiyordum. Sadece Deamon'la yapabileceğim bir şekilde, kendimi onda kaybetmek için müthiş bir istek duyuyordum. Parmağımın ucunu alt dudağımda gezdirdim. Çenesinde bir adale seyirdi, gözleri parladı. Kalbin küçük bir parende attı. Deamon o güzel gözlerini kapadı, yüzü gerildi. Elimi geri, çekmeye başladım. Bileğime yapıştı "Yapma." "Özür dilerim sadece .. "gerisini getiremedim nasıl bir açıklama yapacağımdan emin değildim çünkü. Yüzünde çarpık bir gülümseme belirdi. "Ben maşa çıkabilirim. Ya sen?" "Ben de". Pek değil diye itiraf ettim kendi kendime. Onun üstüne atlamak istiyordum. Onu istiyordum.. Fakat içinde bulunduğumuz durumda böyle muzır eğlenceler yakışık almazdı ve teşhirciliğe de soyunmak istemiyordum. O yüzden yapabileceğim en iyi şeyi yapıp parmaklarımı parmaklarına doladım. "Burada olduğuna hem seviniyorum hem de seviniyorum diye kendime kızıyorum ". "Kızma" Gözlerini açtı, göz bebekleri pırlantalar misali parlıyordu. "Hem başka bir yerde olamak istemiyorum ki ben."
Sayfa 141Kitabı okudu
‎-doğaçlama‬ Sevmek ne de ağır gelir cana.. Sevmek yetmiyor, severken çocuklaştığın gibi acısı ile olgunlaşıyorsun.. Ağaç misali önce yaprak döküp çırılçıplak çaresiz kalıyorsun sonra bahar geliyor ve sen yeniden yeşeriyorsun..
Görür görmez tanımıştım hemen. Üzerinde yırtık bir ceket, ayağında delik pabucuyla köşeyi döndüğünde. Çok değişmişti aslında. Saçları hüzün beyazı, teni keder sarısına boğulmuştu. Zar zor duyuluyordu sesi. "Ben" diyordu... "Sen" diyordu... Susuyordu... Yanaklarından sızıyordu kara kalem bir çizgi edasıyla göz yaşları. Sanki şiir ağlıyordu... Her damla satır oluyor, her satır mısraya... Mısralar avuçlarına damlıyordu... Sayfaya dönüyordu elleri. Keskin çizgilerle çizilmiş, buruşmuş, hırpalanmış... Görür görmez tanımış işte hemen... Tamamlanmamış cümleler gibi bakıyordu. Her satırın sonuna üç noktayı koyuyordu, dipsiz bir kuyu misali... Kelimeleri yetmiyordu... Cümleler dolmuyordu... "Ben" diyordu işte "Sen" diyordu... Susuyordu... Her şey gibi, çekildiğimde aynanın karşısından, o da kayboluyordu... / Volkan Şentürk
Sürgün yemiş gözlerim senden... Yüreğim bertaraf olmuş... Viran şehirler misali kaybolmuşum ben... En acıklı türkülerin nakaratı olmuş hayallerim, Ağıtlarda yarınlarımdan bahsedilir olmuş, Bir sen olmayı... Bir senin olmayı becerememişim.../ Volkan Şentürk
Reklam
Susma yüreğim, Ne derdin varsa yükle kağıttan sandallara, Yelkenine al esen hüznü gerekiyorsa... Sen susma yüreğim... Susma... İster al kalemini eline, Doldur sayfaları kırık düşlerle... İster yağ usul usul yağmur misali, İşle içime... Yorulsam da sen durma, Titrese de ellerim... Susma yüreğim.... Sen susma...
Sen susarsan, Yırtılır gökyüzü.. Hüzün yağar şehrime, sen susarsan... Kalemim kesilir, kör bıçak misali geceyle... Sen susarsan satırlarım susar... Sen susarsan... Umuda susarım...
Gün geçtikçe büyüyorsun içimde, Ömrümün orta yerine dikilmiş Sarmaşık bir gül misali sarıyorsun... Dolanıyor sevdanın her bir dalı Aklımın en ücra köşelerine... Ve ben, sen kimsin bilmesem de Düşünüyorum işte... Aklıma batıp, gönlümü kanatan dikenlerini ayıklıyorum bazen, Yapraklarından reçel yapıp, Düşlerimi tatlandırıyorum... Ve ben, neden
Saat On İki Karanlığımın örselenmiş Ve tükenmiş kimliğinden yazıyorum Merhaba çocuk Kaldırım taşlarına baktığımız Esmer Ankara'nın yüzümüzü kavurduğu Dudaklarımızı çatlattığı
Reklam
202 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Bu kitabı enfes bir zevkle okumamı itiraf edebilirim.Ve bu kitap bana bazı şeyleri hatırlattı ama onları izah etmeyeceğim.Çünkü,bu bana özel şahsi hatırlatmalar olsa gerek :) Atay’ın, hikâyelerinde kurguladığı kahramanlar aracılığıyla toplumdan kendini soyutlayan, yalnızlaşan ve bunun neticesinde içselleşen problemli insanları anlattığını
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,5bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.