Özlüyorsun o özlemiyor seviyorum diyorsun görmüyor okumuyor bile içim ağrıyor her geçen sensiz dakika günler.. güven vermiyor sebep sunuyor yazıyorsun bir gün sonra okuyor nerdeyse..,sabrına hayranım diyor, ne gerek ona sensiz olabiliyorsa a gülüm çocuk bakışlım o seni değerli kılmıyor o başkasına en güzel sözleri söylüyor o seni herşeyde mahrum bırakıyor bir kere sana yazma sen sevmeden sen yazmadan sana değer vermiyor sen sevmiyorsan o hiç sevmiyor a gülüm vazgeç dedim sana gülüm sen tek değilsin onun hayatında nede sonuncusun. Sevgi bir şey istemez, tamamlanmaktan başka…keşke ölsem ölümü özledim yaşamak aşksız yaşamak sevmeden yaşamak bana göre değil Allah canımı alırda kimse için boyum eğdirmez onurumu kırmaz ya muhammed ya Ali kimse önünde boyun eğdirme beni canımı al daha iyi.
Anlamadığın ne biliyor musun? Ya da kabullenmedigin? Benim bir başkasına hiç bakmamış olmam. Nasıl olabilir diyorsun belki de daha önce böyle bir şeyle karsilasmamissin. Ayrıyız ben senden başkasını düşünmedim. Ayrıyız senden başkasına yazmadım. Ayrıyız her haftasonj bile lan acaba bir ihtimal gelir mi arar mı diye evden çıkmadım. Ama sen başka türlüsünü düşünmekten alikoyamadin kendini. Nasıl olabilir diyorsun bu kadın yalnızca beni sever ihtimal yok diyorsun üstelik gelmeyecegimi bile bile imkansız olduğunu bile bile. Oluyor işte be vallahi
Reklam
Tanrı bizi çamurdan yarattığı zamanda Biliyordu işimiz dünyada ne olacak. İşlediğim günahlar hep onun emriyledir, O halde kıyamette beni niçin yakacak!. Madem kudretli Tanrı yaratmış insanları, Sonra şu akıbete mahkum etmiş ne için? Eğer iyi olduysa neden kırıp döküyor, Mükemmel olmadıysa bundaki kusur kimin?... Yolumun üstünde bir tuzak kurdun, Bir de diyorsun ki: Yürü iznim var! Cihanda kudretin her şeye hakim, Beni yürüten sen, adım günahkar... Ezelde bir avcı bir tuzak kurmuş  Bir av yakalamış ve insan demiş.  Ne yapsak bizlere kabahat bulur,  Halbuki kendinden geliyor her iş...
Sayfa 304Kitabı okudu
Ahşap Konak'n mevzuunu biraz anlatırsam dâvamızla pek yakın olduğu meydana çıkar. Üç katlı eski Türk Konağı.. Nişantaşında... Üst katında 75'likler var; namaz ve ahlâk nesli.. Orta katta 45-50'likler var... Evlâtları... Jigolo, eroin, kokain, kumar nesli... Altta 25'likler var, torunları; (Twist) nesli... Ve bütün mesele, tema, piyesde bu üç neslin birbiriyle kavgasından ibaret.. Görülüyor ki, enteresan bir piyes.. Orada yenilik nesli üzerinde bir sözü var, piyesin kahramanı Recai'nin... «Bu fikirler eski, büyükbaba» diyorlar da; «Yeni eski, yeni eski, sen ne diyorsun! Senin bugün yaptığın deniz kumundan 15 gün sonra yıkılıveren, paf diye çöküveren apartmanların mı daha yeni, yoksa Mısır'ın beş bin senelik ehramları mı?» cevabını veriyor.
Sayfa 129Kitabı okudu
Ve bir baksa soru : hangi zaman çocuğunla geçirdiğin zamandan daha kıymetli olabilir ki ? Ben çocuk büyütmeyi bir iş, bir meslek olarak görüyorum. Düşün, iş yerinde bir müşterin var , her gün görüşüyor, birlikte çalışıyorsunuz. Sen de bu toplantılar için sunum hazırlıyorsun , kendine dikkat et diyorsun , ne konuştuğuna dikkat ediyorsun . Bu toplantıları çok önemli bi şey olmadıkça aksarmıyorsun. Bazen müşterilerine çok kızıyorsun. Arkasında söyleniyorsun ama yüzüne bir şey söylemiyorsun . Sesini de asla yukseltmiyorsun . Evet , iş yerinde böyleyiz . Evde niye olmayalım ??? Her akşam 19.00 - 21.00 arası çocuklarla toplantim var . Aksatmıyorum . Aksatacaksam, öncesinde bilgisini verip , telafisini yapıyorum . Bu toplantılara hazırlanmak zorundayım . Dolayısıyla planlı olmak zorundayım.
Uzun uzun burnumu çektim. "Önemi yok, onu öldüreceğim!" "Ne diyorsun sen küçük; babanı mı öldüreceksin?" "Evet yapacağım bunu. Başladım bile. Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bi gün büsbütün ölecek." "Bu küçücük kafada ne büyük bir hayal gücü!"
Reklam
1,000 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.