"Niye ıslaksın sen?" "Yoooğ!" "Yoğğ ne lan?" "Beni mi takip ediyosun diye sorucan zannettim de abi. Cevabı hazırlamışhm önceden." "Cevabını bildiğim sorular sormam ben. Şimdi söyle bakalım, neden takip ediyodun beni?' "Mecnun ben abi. Mecnun Çınar. Taksici İskender'in oğlu diye kime sorsan söyler abi." "Bunu da hazırlamışhn di mi? Kimsin lan sen deyyus diye sorcam sandın tabii." "Deyyusu beklemiyodum doğrusu. O ne öyle ya, dede küfrü gibi." "Uzatma da cevap ver. Niye takip ediyodun beni?" "Yalla böyle durumlarda ne yapılır bilemediğim için o heyecanla athm kendimi denize." "Bak gitti başa döndü. İstediğin sorudan başlayabilirsin dediler de orada takılı mı kaldın sen aslanım?" "Heyecan yaphm da kusura bakma abi. İlk defa bi' hırsızla karşılaşıyorum." "Hırsız mı? Yuh! Ayıp ama ya. Aşk olsun. Ben öyle bi' insan mıyım?" "Diyil misin?" "Diyilim tabii. Performans sanatçısıyım ben."
Ken'an Rifâî
Bilgin sana kıymet, talebin neyse osun sen! İnsanlığı sâde yiyip içmekte mi sandın? Hâlin ne ise müşteri sen oldun o hâle, Noksanı meğer adl-i İlâhîde mi sandın? Fikrim bu benim, virdim ise her lahzada âh! Sen âh-ı ateş-sûzumu beyhûde mi sandın?
Reklam
"Ben bile kendimi yeni keşfederken, yeni ulaşmaya çalışırken özüme, sen kimsin de beni tanıdığını iddia ediyor, kendi boş fikirlerinin ürünü etiketleri bana yapıştırmaya çalışıyorsun? Tam olarak ne zamandan beri tanıyoruz birbirimizi? Bir kaç analizinle beni çözdüğünü mü sandın? Ben karmaşık labirentlerle; ütopik gezegenlerle ve binbir farklı hava durumundan oluşan otantik bir ruhum oysaki. Ağzından bana püskürtülmüş her söz, sensin. Çünkü sözünün de fikrinin de kaynağı sensin. Bense, ben'im. Beni inşa edecek olan da, büyütüp yükseltecek olan da, mahvedecek olan da ben'im. Sen ise sadece bir dış unsursun. Ve benim de her sözüm ve fikrim iç dünyamın bir unsuru. Onlar da sen değilsin."
Ah Sema
Ne sandın Sema 3 yıldır sınıf öğretmenlersin diye seni satmayacaklarını mı ? Arkandan iş çevirmeyeceklerni mi ? Sen sevdin diye onlar da seni koşulsuz seveceğni mi? Ne sandın ? Büyükleri ne ki küçüklerden ne olsun ? Dünya hassas kalpler içn cehennemin ta kendisi değil miydi?
Güldürmedim nazlım bir gün ben seni Bundan sonra yürü gül yavaş yavaş Ya görürsün ya görmezsin sen beni Artık defterinden sil yavaş yavaş Yaprağım kurudu güllerim soldu Senin de ikbalin yüzüne güldü Kurtuldun kışımdan baharın geldi
Otur da biraz memleket meselelerini düşün Dansöz Nana'nın nasırına bir çare bul bakalım Futbolcu Safter'in baldırından iki lif kopmuş İyi etsene Görelim vatanseverliğini Gaffur beyin baldızına bir koca bul hadi Şaziment hanıma yüz gram kahve Vatanseverliği ne sandın Hıyar Sen de
Reklam
Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı...
Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın Ben de gülemedim yalan dünyada Sen beni gönlümce mutlu mu sandın Ömrümü boş yere çalan dünyada Ah, yalan dünyada, yalan dünyada Yalandan yüzüme gülen dünyada
Böylece, Tanrının şeytana içini dökmesinden insan doğdu. Böylece, ışığın karanlığı delmesinden ve döllemesinden sen doğdun. Böylece sen loş oldun. Bazen aydınlandığını, bazen de karardığını sandın. Ancak hangisinin sen olduğuna asla karar veremedin. Ne kötüsün ne de iyi. Her şeyi düşünebilir, her şeyi hayal edebilir, ancak sadece seçtiklerim gerçekleştirebilirsin. Düşünce şeytandan, davranış Tanrıdandır. Hangi düşüncenin davranışa dönüşeceğine karar verense insandır.
Doğan kitap
“Ne sandın sen ha! Efe ileride evlenir, unutur seni. Nasılsa erkek, kız ne ki onun için, elinin kiri. Ya Salim almazsa seni? Ya kullanıp atarsa bir köşeye? Kızım, erkeğin kusuru olmaz, dulu olmaz! Ama senin adın hep böyle kötü anılacak. Eksik eteksin sen!” dediğinde suçlayarak yataktan fırlayıp yengemin koluna yapıştım.
hak suretidir âlem-i imkân ile âdem bundan güzeli nerde ki cennet'te mi sandın her yer ne güzel menba-ı hüsn, insan güzeli sen de bu cemâli, huri gılmanda mı sandın her yerde, fakat arifin kalbindedir allah, yoksa sen onu arz u semâvâtta mı sandın dünyâ diyerek geçme sakın, burdadır her şey mîzân ü sırât'ı mutlaka orda mı
Reklam
Hak sûretidir âlem-i imkân ile Âdem Bundan güzeli nerde ki, cennette mi sandın? (Bu dünyâ, Allah'ın kendi sûretinde yarattığı insanın da kendini Hakk'ın sûretinde görebilmesine verdiği imkânla en mükemmel ayna gibidir, o hâlde, sağladığı bu imkânla, böyle bir güzellik cennette bile yoktur.) Her yer ne güzel menbâ-ı hüsn, insan güzeli
İlahi lordlar ama hepsi küçük birer çocuklar.
“Biraz olsun saygın yok muydu?” diye yeniden ona yüklendi Sina. “Burada, on yıllardır koruduğum şeye hiç saygın yok muydu? Annemin babamın mirasına saygın yok muydu?” Sözleri Daren'in kaşlarını çatmasına neden oldu. “Sizinle benim aramdaki fark şu,” dedi ürkütücü bir sakinlikle “Sizin kötülükle ilgili hiçbir şey bilmemeniz. Eğer içinizi
Sayfa 140 - Dex yayınları, Daren, Arın ve Sina.Kitabı okudu
Yapay zekanın korkunçluğu
"Sen kendini ne sandın Kübra?" dedi fısıltıyla. "Sen kendini Allah mı sandın ha? Allah mısın sen?"
Sayfa 229Kitabı okudu
“ Seni ona değişir miyim hiç!Sen öyle mi sandın? Hayır, hayır asla!O beni hiç sevmedi. Bundan sonra sevse de istemem. Kim ne derse desin. Sevgilim, kimsesiz sevgilim benim!Seni hiç kimseye kaptırmam!Uzun zamandan beri seviyorum seni… Bilmediğim zamanlardan beri seni sevmiş, seni beklemişim ben. Ve işte geldin, seni bekledigimi biliyormuş gibi geldin!”
Resim