Ey zavallı milletim dinle!
Şu anda, hepimiz burada seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz.
Çünkü ey milletim, senin hakkında, az gelişmiştir, geri kalmıştır
gibi söylentiler dolaşıyor.
Ey sevgili milletim! Neden böyle yapıyorsun?
Neden az gelişiyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun?
Bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için hiç utanmıyor musun?
Hiç düşünmüyor musun ki, sen neden geri kalıyorsun diye durmadan
düşünmek yüzünden, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz.
Bu milletin hali ne olacak diye hayatı kendimize zehir ediyoruz.
Fakir fukaranın hayatını anlatan zengin yazarlarımıza gece kulüplerinde
içtikleri viskileri zehir oluyor. Zengin takımının hayatını gözlerimizin önüne
sermeye çalışan meteliksiz yazarlarımız da aslında şu fakir milleti düşündükleri
için, küçük meyhanelerinde ağız tadıyla içemiyorlar.
Ey şu fakir milletim!
Aslında seni anlatmıyoruz.
Sefil ruhlarımızın korkak karanlığını anlatıyoruz.
İşte onun için sana yanaşamıyoruz.
Senin yanında bir sığıntı gibi yaşıyoruz.
Hiç utanmıyor muyuz?
Hiç utanmıyoruz.
Sayfa 51 - İletişim Yayınları Bütün Eserleri 3 - 1975 - Ey milletim!Kitabı okuyacak
Bu yüzden bilimin gelişmiş olduğu her yerde din yok olmuştur. Zihnin bilimsel yollarda düşünmek ve yapmak üzere eğitildiği bir yerde din öylece ölüp gider; zihnin çiçekleri orada açmaz artık. Bilimsel zihnin toprağında, dinin tohumunun büyümesine izin vermeyen, onu öldüren bir zehir vardır. Nedir bu zehir? Bilim varoluşun sırrını çözmeye
Bu küfür değildir. Tanrı’nın, Buda’nın bir buçuk kilo ketene indirgenmesi değildir; tam tersine bir buçuk kilo keten kutsallığa, Budalığa, Tanrı’ya dönüştürülür. Bu küfür değil, bugüne kadar söylenmiş en kutsal sözlerden biridir.
Bu, anlaşılması gereken en temel hakikatlerden biridir. Ondan sonra bu güzel meselin içine girmek çok kolay
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında.
Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM
SONSUZ SABIR
Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti.
Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde