Gözlerimden “sen” diye düşerken gözyaşlarım, gitmeye mecburdum. Sen bana bir ömür uzakta olsan da ben bir nefes kadar yakınındayım. Sen olmasan da sensizlikte seninle soluk alıyor olacağım. Baharları bir çiçek olup kokusuyla gönlüne dolacağım. Karanlığına saklandığında gözlerimde bir avuç güneşle geleceğim seni aydınlatmaya. Kimsenin ne dediğini duymak istemiyorum… Sadece yaşamak ve görmek istiyorum. Hiçbir hayale sığdıramadığım tek gerçeğimsin. Sevdim işte ötesi de yok gerisi de….
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
Hey zavallı balık, diyor, ağzın var, dilin yok. Gözün var , saçın yok. Pulun var, paran yok. Canın, kanın var, anın şanın yok. Tutulursun metelik etmezsin. Tutulmazsın küfür yersin. Sen Allah'ın dilsiz mahluku, sen olmasan bütün kış ben ne yerim!
Çatışma sırasında-
Cafer Şamil'e şöyle bir cevap veriyor:
Bana bak delikanlı sen çok cesur, çok yiğit bir çocuğa benziyorsun. Bu kadar cesur olmasan buraya kadar benim tüfeğimin altına kadar gelmezdin. Bir de yanındaki arkadaşın vurulunca, hemen kaçardın. Sana yiğitliğine hayatını bağışlıyorum. Al! Hemen dön. Ömrünün sonuna kadar bu sana yadigarım olsun.
Çakırcalı "al" dediği anda patlayan kurşun Cafer Şamil'in kalpağını başından alıp götürüyor. Cafer kalpağını alıp götürüyor. İşte Efe bölyle bir Efeydi.
Bu varoluşun seni özleyeceği sana hiç söylenmedi. Sen olmasan bu varoluşun aynı olmayacağı, sen olmasan bu varoluşta bir boşluk olacağı hiç söylenmedi. Sen olmasan bu evrenin şiirinde, güzelliğinde bir şeyler eksik kalır; bir boşluk olur; hiç kimse sana bunu söylemedi.
Anne şiirinden bir kesit ..
Yollarım açılsa bağrıma bassam
Sımsıcak göğsünde öyle ağlasam
Doyumsuz sevgini tekrar yaşasam
Hıçkırıp, naz yapın "Ana" diyerek
Anamsın, bu bir gerçek
Sen olmasan ben olmazdım
Sensin gönlümdeki en güzel çiçek
İncinip, koparılsan yaşamazdım.
Hasretin unutturdu beni bana
Sevgine karşılık veremiyorum.
Benim aziz Leylam, sevgili belam. Ya sen olmasan, ben ne bok yerim, neye yararım?
Manasız bir otomatisme'in, manasız bir fiziğin, kahrolası boşluğunda, ben garip, ben duyan, ben yirmi dört saatte, yirmi dört bin parça olan, ne yapardım?