En uzun gece...
21 Aralık yani en uzun geceden selamlar sevgili kitapseverler. Okumakta olduğunuz bu yazı ne bir inceleme yazısı ne de bilimsel içerikli bir tür makale. Belki bir deneme/sohbet yazısı diyebiliriz. Konu aslında 21 Aralık temalı olsun istedim. En uzun gecenin düşündürdükleri ve aynı zamanda hissettirdikleri üzerine bir yazı… İnsan gün sona
SERGEY YESENİN'E
Sen gittin, diyorlar yukarılarda bir dünyaya. Sonsuzlaşma- Uçuyorsun, parıldayan yıldızlara çarparak. Ne borç var artık bize, içki ne de
Reklam
BİLMİYORUM 1. Geldim, bilmiyorum nereden, ama geldim; Önümde bir yol gördüm, yürüdüm, İstesem de istemesem de yürümeyi sürdüreceğim, Nasıl geldim, nasıl gördüm yolumu? BİLMİYORUM! 2. Bu varlığın içinde yeni miyim yahut eski mi? Özgür müyüm yoksa bağlı bir tutsak mı? Hayatımda kendimi ben mi yönetiyorum, yoksa başkası mı? Bilmek isterdim,
Seni seviyorum! Okulun koridorlarında yürürken başını yerden kaldırmamanı seviyorum. Ürkek adımlarla dolaşmanı, her an başına bir kötülük gelecekmişçesine tedirginlikle yürüyüşlerini. Öğrenci eylemleri başladığında gözlerine biriken korkuyu. İki kızın dışında arkadaş edinememeni seviyorum. Ablalarına olan saflık derecesindeki bağlılığını
Sergey Yesenin'e
Sen gittin, diyorlar yukarılarda bir dünyaya. Sonsuzlaşma- Uçuyorsun, parıldayan yıldızlara çarparak. Ne borç var artık bize, içki ne de
Şiir nasıl yazılır? adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. Arkadaşı Sergey Yesenin(şair)'in intiharı üzerine ona hitaben yazdığı şiir..Kendisi bileklerini keserek kanıyla son şiirini yazmıştır.kitapta bunu okuyabilirsiniz. SERGEY YESENİN'E Sen gittin, diyorlar yukarılarda bir dünyaya. Sonsuzlaşma- Uçuyorsun, parıldayan yıldızlara
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.