İçimdeki uçurumları Gül yapraklarıyla sen örttün Yüreğimdeki çatlakları Kuş sesleriyle kapadın Yamaçlarımdaki çamurları Kanat çırpışlarıyla temizledin Ayrık otlarımı ayıkladın Ayışığıyla Taç yaptın başıma yıldızları Sonunda bir tepe değil Bir sıradağ yarattın benden
Sayfa 307Kitabı okudu
"Ne kadar ovsan,duşun yaptığını asla yapamazsın avradım, uğraşma! Köylünün kiri, öyle giysiden giysiye ovmakla filan çıkıverse,daha ne istersin gı!..." Dudaklarını yeniden devirip güldü Bayram. "Çok safsın be Haçça!..." Dedi. "Hem köylünün kirini bir kezcik temizledin diyelim, öyle kalacak değil ki! Gene kirlenir! İnsan köy yerinde boyuna terler,toza toprağa batar, öyle değil mi? Ama onlar hiç terlemez, hiç toza toprağa batmaz. Onları sen ne bileceksin? Bir yıkandılar mı,kirlenmeye kalmadan bir daha yıkanır onlar! Yaa, akıllım!..."
Reklam
sonra sen geldin çakıllı yoldan geldin, şen şakrak bir su gibi kollarıma aktın nesneler anlam buldu seninle benim güleç yüzlü, kara gözlü sevdiğim saçlarını yüzüne dökerek yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, masayı temizledin...
" NE YAPTIGIMIZIN FARKINDA MIYIZ Ey evini türlü zinetlerle dolduran insan Gönlünü de süslemeyi düşündün mü? Türlü eşyam var dersin, evim dersin barkım dersin,, Gönül evin ne durumda bilir misin?
“Çok safsın be Haçça!..” dedi. “Hem köylünün kirini bir kezcik temizledin diyelim, öyle kalacak değil ki! Gene kirlenir! İnsan köy yerinde boyuna terler, toza toprağa batar, öyle değil mi? Ama onlar hiç terlemez, hiç toza toprağa batmaz. Onları sen ne bileceksin? Bir yıkandılar mı, kirlenmeye kalmadan bir daha yıkanır onlar! Yaa, akıllım!..”
Çiçekler vardı derilmeyi bekleyen O uçsuz bucaksız kırlarda. Gökyüzünde ay, bakacak göz arardı. Bir dut ağacı vardı, yüce Hiçbir çocuğun üstüne tırmanmadığı. Testiyi unutmuştuk pencerenin önünde İçi su doluydu, soğumuştu. Masanın üstünde bir dilim ekmek Isırılıp bırakılmıştı. Denizin kıyısında bir mavi tekne Birbaşına salınıyordu. Gökyüzü vardı derin, Toprak göz alabildiğince… Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin..
Ahmet Erhan
Ahmet Erhan
Reklam
Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Bir su gibi kollarıma aktın Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin..
Çok safsın be Haçça! Hem köylünün kirini bir kezcik temizledin diyelim, öyle kalacak değil ki! Gene kirlenir! İnsan köy yerine boyuna terler, toza toprağa batar, öyle değil mi? Ama onlar hiç terlemez, hiç toza toprağa batmaz. Onları sen ne bileceksin? Bir yıkandılar mı, kirlenmeye kalmadan bir daha yıkanır onlar! Yaa, akıllım!
İyi ki doğdun. Birini memleketin gibi seversen bir avuç toprağıyla yetmeyi bilirsin. Sen ana yurdum, sen kurtuluş mücadelem. İyi ki doğdun. Hiç bitmeyeceğine ikna olduğum o karanlık gecenin mucizevi sabahı gibi; dört bir yana düşman işgalindeki yurdumun ümidi, yiyecek ekmeği gibi ışıldadın. Ümidimizi kestiğimiz o bulutlu günlere tebessümünlr temizledin. İyi ki doğdun umudum.
Sayfa 23 - Kafka OkurKitabı okudu
157 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.