Bundan sonra üzücü haberleri, muhataplarının seçimine göre izleyeceğim ve ondan sonra üzüleceğim, dert edineceğim. Mesela, haberlerde veya sokakta çocuğuna kalem alamadığından şikayet eden biri mi var. soracağım veya öğreneceğim son seçim kime oy verdin. Ekonominin bozuk olmasına yol açanlara mı verdin, e o zaman benim içimden sana üzülmek gelmez, seni artık dert edinemem ben, kusura bakma. Çünkü sen, haftalardır beni ve benim gibi milyonlarca insana terörist gözüyle baktın, vatanı kurtarıyorum moduna girip şu fotoğrafa yol açarak ülkeye binlerce ve hatta milyonlarca ne olduğu belli olmayan insanların gelmesine onay verdin. Verdiğiniz oyun ceremesini hiç şikayet etmeden çekmesini de bileceksiniz, sizin için dökülecek tek bir damla göz yaşım kalmadı benim. Sizinle bu günden sonra tek ortak noktam aynı dili konuşmamız, ki yakında öyle bir noktamız da kalmayacak zira siz Arapça, Peştunca konuşmaya başlayacaksınız.
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Dostoyevski vs. Dostoyevski
Dövüş başladı. Kim yenecek? Raundların bitmek bilmediği bir zihin boksu izliyoruz. Hakem kim? O da Dostoyevski adında biri... Yeraltında gerçekleşen bu dövüşten
Ben bilmem hiç kendimi korumak zorunda kalmadım
Bilmem ben bi’ çocuğu düşünmek zorunda olmadım
Hiç evlendirilmedim
Evde dayak görmedim
Kendi evimde kendi odama zorla hapsedilmedim
Sözlerinizi kusmadım
Yurdumdan edilmedim
Nefretinizle yanmadım
Bir Hint masalına göre;
Kedi korkusundan, endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücü biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür.
Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya baslar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya baslar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür..
Ve der ki,
"Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var.
O yüzden ben sana yardim edemem."
Ünlü yazar Shakespeare, bu konuda söyle diyor:
"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor...
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Yaslanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için."