geçen gün tanrı ile konuştum.
ne düşündüğünüzü biliyorum. konuştuğun kişinin tanrı olduğunu nereden biliyorsun?
açıklayacağım, ama şunu söyleyeyim, sorduğum bütün sorulara –yani hepsine- cevap vererek beni ikna etti. bütün sorularıma makul ve tatmin edici cevaplar verdi. sonunda, onun tanrıdan başka birisi olmadığını kabul etmek zor
"Arkadaşlar!..
zulmün, ümitsizliğin ve idealsizliğin kararttığı siyah zeminde Asım, Sabahın ilk ışıklarını haber verir... Ve o nesil... Üzerinde yaşadığımız acılı toprağın çocuğu... Asım'ın nesli."
Duygu ve ideal sahasında sahipsiz bırakılmış Anadolu çocuklarını, Anadolu'nun yanık bağrında bir bayrak altında toplama arzusuyla yanan;
Ayrılık Gelmeden Git Sen
kimsesiz bir gökyüzüne
lâl bir dilin tüm sesiyle haykırması kadar sağır,
karanlık sularda,bir âmânın gözlerini araması kadar kör;
yani anlamsızlığa yeni anlamlar yükler gibi
yalnızca yalnızlığa anlatıyorum kendimi...
çıkmaza düşmüş şiirlerin koynunda
bir uzun yol oluyor kalemden süzülen her harf
her hece aklımın
Paranın insan canından daha önemli olduğu bir devirde yaşıyoruz. Tabi değeri yüksek olan şeylere taptığımız gibi paraya tapanlarımız da çok oluyor. Tapmayanlar ise onun gücü karşısında dize getiriliyor.
İnsanlar ikiye ayrılır; parası olanlar ve olmayanlar, ezenler ve ezilenler, soylular ve köleler... Daha farklı isimlerde koyabilirsiniz bu iki
Sana kendi içimdeki küçük adamı anlatmakla işe başlayacağım… “… ben ne kızıl, ne kara, ne de beyazım. Ben hıristiyan, yahudi, müslüman, mormon, poligam, homoseksüel, anarşist ya da boksör de değilim.
Ben bir kadını/erkeği, onunla evli olduğumu kanıtlayan evlilik cüzdanına sahip olduğum ya da cinsel açlığımı doyurabilmek için değil, gerçekten