Elimde olanlar benim değil.
Sahiplendiklerim de Senin.
Ellerim elimde değil.
Ellerimi elinde tutan Sensin.
Varlığım bana ait değil.
Varım yoğum Sensin.
Allah'ım, eğer bana para verirsen, mutluluğumu alma. Bana güç verirsen, insaf ve adaleti benden alma. Eğer başarı verirsen, alçakgönüllülüğü alma. Alçakgönüllülük verirsen, saygınlığımı alma. Kendimi sever gibi diğerlerini sevmeyi ve diğerlerini yargılıyormuş gibi kendimi yargılamayı öğret bana. Başarısızlığın başarının öncesindeki bir deneme olduğunu hatırlamamı sağla. Hoşgörünün güçlerin en büyüğü; intikam arzusunun zayıflığın ilk görünümü olduğunu öğret bana. Eğer beni paradan yoksun bırakırsan, başarısızlığı yenecek irade ver bana. Eğer insanlara zarar verirsem, özür dileme gücü ver. Eğer insanlar bana zarar verirse, affetme ve merhamet gücü ver bana. Ben seni unutursam, Sen beni unutma!
insanın şuuru varlığa anlam yüklüyor. İnsanın şuurlu bakışı, nakışları var kılıyor. İnsanın nazarı, manzarayı var ediyor. Bir bakışın olmadığı yerde, nakışlar karanlıkta kalıyor.
"Her kitap bir duadır aslında. Gözlerin karasını satırların karasıyla buluşturup aydınlıklar çıkarma duası. İki gözbebeğinin birbirine bakıp, birbirinden bakış alma duası. Kitap ele alınır, içi açılır, sayfaları karıştırılır. Okuyan ile yazanın kalbi, aynı duada birleşir. Aynı yakarışa karışır nefesleri okuyanların. Yeryüzünün toprağından göğe demetlenerek yükselir istekler. Kitabın ak sayfalarından başlayan bir nehir akar yerden göğe."
Gözü yaşlı, boynu bükük kalıp huzurunda; unutmak isterdim kendimi, dünyayı, zamanı, mekanı. Yapamadım, mahcubum. Bu mahcubiyetimi dua diye koyuyorum avuçlarıma. Kabul buyur benden.