özge kır
@senarist
ÖYLE Bİ HAYAT YAŞAMALIYIM Kİ; SEVDİKLERİME HEDİYE EDEBİLECEĞİM EN ANLAMLI KİTAP OLMALI :)
OKUMAK YAZMAK İZLEMEK
HAYAT
EVREN
DÜNYA
35 okur puanı
Mart 2015 tarihinde katıldı
Sanki sözcükler anlamlarını, anlamlar da sözcüklerini kaybetmişti.
Sayfa 47Kitabı okudu
Birine güvenmek en büyük tuzaklardan biri olup çıkmıştı onun için.
Hayata güvenmek de öyle, ne zaman sevindirici bir şey yaşasa bunun peşine ne üzüntü geleceğini merak ederdi. bunun kendine güvensizlikten ziyade hayata güvensizlik olduğunu biliyordu ama çözümü de yoktu kimine kavun kimine kelek misali hayat ona iyimser ve umut dolu olmayı öğretmemişti ne yazık ki. Sevmekten de çok korkardı çünkü sevmek bir gün öyle ya da böyle sevdiğini kaybetmek de sonuçlanmaya mahkumdu...
Sevmek er ya da geç arkasından ağlayacağın insanlar listesine birini daha eklemek demekti.
Ama gene de bu gerçekten uzak durarak yaşamayı zihninin karanlık bir noktasında kilitle tutmayı ve kendisine hükmetmesini engelleyemeyi bir şekilde başarmaya çalışıyordu, belki de sevgisini bu kadar belli ederek yaşaması gereğinden fazla duygusal olması hep bu korkudan kaynaklıydı... Bugün sevip sevebildiğin kadar yarın ne olacağı belli değil. Her şeyi ertele ama sevgiyi göstermeyi asla...
Sayfa 45Kitabı okudu
Neşe ve iyi niyetin vücut bulmuş hali olan bu kadın günlerce süren su kesintisinden sonra bir anda musluktan oluk oluk akan suyu görme etkisi yapardı insanda
Bu can arkadaş hayatı gülerek yaşamaya ve de etrafındakilere de güldürerek yaşatmaya kararlı görünüyordu.
Sayfa 31Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Şıvga genelde mütevazi bir insan olmasına rağmen bazen kendiyle gurur duymadan edemezdi. Örtüsüz masa, çiçeksiz bahçe, tuzsuz yemek, Deniz görmeyen yazlık misali ve heyecansız bir kişiliğe sahip olmadığı için şükretti içinden. Etrafındakileri kırarak ya da alay ederek paye toplayanlardan olmadığı için şükretti. SEVDİKLERİNE SEVGİSİNİ GÖSTEREBİLME YETİSİNE SAHİP OLDUĞU İÇİN ŞÜKRETTİ.
Sayfa 30Kitabı okudu
Mucize beklenecek değil, bilakis insanın kendisinin yaratabileceği bir şeydi. Biraz istek biraz Duygu yeterliydi insan gönlünü fethetmek için
Sayfa 29Kitabı okudu
Eksikliğini duyduğumuz insanların boşluğunu dolduramasak da en azından bu boşluğu unutturacak olaylar yaşayabilirdik.
Bugün yok olana üzülme değil var olana sevinme günü olmalıydı
Sayfa 28Kitabı okudu
... O da elindekinin kıymetini bilmeyi öğrenmişti, kaybetmek öyle sadece başkalarının başına gelebilecek uzak bir ihtimal değildi. Aksine insanın yanı başında hatta gölgesinden bile daha yakındı..
İşte bu yüzden Şıvga hep sevdiklerine sevgisini belirtmeyi yeğlerdi her fırsatta...
Günün birinde kaybedeceği insana söyleyemedikleri değil söyleyebildikleri olsun isterdi...
Sadece aile bireyleri veya yakınları değil tanımadıkları da onun Sevgi çemberine kolaylıkla girebilir ve beğenisini hak ederdi.
Sayfa 21Kitabı okudu
.. genç ama ihtiyar, unuttu ama bezgin, kalabalıkta ama yalnız, çok şey ama kendi için hiç olarak...
İngilizcede yalnız kelimesi 'bir mekanda senden başka kimsenin bulunmaması 'anlamıyla 'kendini yalnız hissetme'
anlamı farklı sözcüklerle ifade edilir.
Sayfa 17Kitabı okudu
Kaybettiğin insanın artık gelmeyeceğini beynin kabul etmez önceleri. Kıyafetlerindeki kokular, en son kullanılan küçücük şeyler ,sahipsiz kalmış boynu bükük şahsi eşyalar en değerli varlıklar olup çıkar dönülmez uzaklara gidenin evinde... Derdini paylaşmaya gelenler, 'bak ben kötü günde oradaydım ' diye kendini göstermeye gidip mutfakta yemek tarifi alıp verenler ya da günlük ekonomisini tartışan sahteler, son duayı ederken içinden ölen kişiye vermiş olduğu iki kuruş borcun hesabını yapanlar ölenin yakınlarının borcaya dayanma şeklini zorlukla izleyenler ve elbette ki bir avuç da olsa yürekten ağlayanlarla dolup taşar ev günlerce..
ve şanslıysan bir avuç insan kalır geriye yarana gerçekten merhem olmak isteyen...
Sayfa 16Kitabı okudu
Sanki tek dertleri yağmurdan kaçmakmış, evlerine vardıklarında mutlak bir huzura kavuşacaklarmışçasına Emin ve hızlı adımlarla koşturanları kıskandı. Bazen düşünmemek, hatırlayamamak ve başkası olabilmek ne büyük bir lütuftu. En azından düşündüğünde, hatırladığında ve kendi olduğunda dipsiz bir karanlığa düşen insanlar için durum çöldeki vaha, gecedeki Yıldız ya da henüz ACIYLA TANIŞMAMIŞ BİR ÇOCUĞUN GÖZLERİNDEKİ IŞILTILI GÜLÜCÜK KADAR AYDINLIKTI... Şansın onlardan yana olduğu hayatın sillesini hiç yemeyen insanlar
Sayfa 13Kitabı okudu
Bir insana değer vermek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmak ve onu olduğu gibi benimseyebilmektir. Ama birçok kişi diğer insanlara değer verdiği sanısıyla aslında kendi narsisist ihtiyaçlarına doyum sağlar. Kendisine Değer verilmemiş Bir insan bir başkasına değer veremez. Sonradan öğrenebilmesi de ancak kendine değer verebilmeye başladıktan sonra işleyebilen iki yönlü bir süreçtir. Başka bir deyişle, insan kendine değer verebildiği oranda başkalarına da değer verir, diğer insanlara gerçek anlamda değer verdiğin hissettikçe kendisinde değerli bulur. Yoksa bir diğer insanı yücelterek kendimizi küçültmek ne ona ne kendimize değer vermektir...
Sayfa 75Kitabı okuyor
Bazı insanlar yaşam boyu karşılaştıkları düş kırıklıkları sonucu beklentilerini bir sınır içinde tutma eğilimi geliştirirler gerçekleşmelerini çok istedikleri bir olaya çok yaklaştıklarında bile umutlarını frenler, zamansız bir kutlamaya girmekten çekinirler. . HAYALLER KURTLANIR GERÇEKLERİ KAFA ÇEKİLİRdi bir zamanlar artık sadece kafa çekiyoruz...
Sayfa 68Kitabı okuyor
Kızgınlıklarını biriktirdikten sonra birden boşaltan kişiler, gösterdikleri tepkinin çevrede neden bu denli olumsuz karşılandığını kavramakta güçlük çekerler
Sayfa 66Kitabı okuyor
Depresyona ortalama insanın üzüntü ve elem duygularından ayıran en önemli özellik, keder duygusuna karamsarlığın da eşlik etmesidir. Depresyona eğilimli kişi, olumsuzluklardan hiçbir zaman kurtulamayacağı inancını sürekli taşır. Aslında bu inancın gerisinde yoğun suçluluk duyguları bulunur.
Sayfa 58Kitabı okuyor