Bütün bu burjuvalar ayrı ayrı ilkeleri savunuyorlardı: Kimi yürekleriyle, kimi akıllarıyla, kimileri de çıkarlarıyla bağlı oldukları ilkeleri. Birinciler düşüncelerini İncel'e, ikinciler M. Bergson'a, üçüncüler de Karl Marks'a, Proudhon'a, Joseph de Maistre, Nietzsche'ye da M.Georges Sorel'e bağlanıyorlardı. Modaya uymak için, gösteriş olsun diye devrimci olanlar vardı, vahşilikleri sonucu devrimci olanlar vardı, eylem ihtiyacı ile devrimci olanlar vardı, kahramanlık ateşiyle devrimci olanlar vardı, başkalarına uydukları için sürü ruhuyla devrimci olanlar vardı. Ama hepsi de bilmeden, rüzgarın önüne katılmış sürükleniyordu. Bunlar, büyük beyaz yollar üzerindeki dumanı ta uzaklardan görülen toz çevrintileriydi. Fırtınanın kopmak üzere olduğunu bilmiyorlardı