Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Demokraside Türk deneyiminin başlangıcından bu yana neredeyse iki yüzyıl geçti. Türklerin demokrasi deneyimi önemli sorunlar yaşadı, ağır engellerle karşılaştı ancak bütün bunlardan sağ çıkmayı başardı. Bu sorunlara ve engellere karşın -belki de bunlar nedeniyle- Türk demokrasisi benzer deneyim ve geleneklere sahip ülkeler arasında en başarılı olanıdır. Bundan sonraysa diğerleri için bir model oluşturabilir. Türkiye’de demokratik kurumların tarihinin kilometre taşları vardır. -Sened-i İttifak, Tanzimat reformları, ilk anayasa [I. Meşrutiyet], Jön Türk Devrimi [II. Meşrutiyet], ve hepsinden önemlisi, Kemalist ve post-Kemalist Cumhuriyet. Hikâyede sapmalar ve kesintiler vardır- büyük bir gerilimin söz konusu olduğu ve demokratik deneyimin yetersiz kaldığı durumlarda bu normaldir. İlginç ve çarpıcı olan her yoldan çıkışının ardından, demokratik sürecin tekrar yoluna koyulması ve Türk halkının özgürlük yolculuğunu sürdürmesidir.
Sened-i İttifak
Misâk, süresiz bir zaman için akdedilmiştir. Her gelen sadrazamın buna yeminli olması, onu eskisi gibi sadece Padişah'ın mutlak vekili olmaktan çıkarıyordu. O zaman bu şartlar, bizzat saray çevresinde saltanat istiklaline aykırı, yani Padişah'ın mutlak otoritesini sınırlayıcı mahiyette görülmüştü.
Reklam
3 Kasım, 1839’da ilan olunan Gülhane hattının devlet anlayışımızda ve devlet idaresinde modernleşmenin hakiki başlangıcı ve temeli olduğuna şüphe yoktur. Sened-i ittifakın da padişahın mutlak otoritesini sınırlamak gayesini güden bir vesika olmak haysiyeti ile modern Türk devletinin gelişme tarihinde “ilk amme hukuku kaidesi “sayılabileceğini ileri sürülmüştür. … Siyasi tarih bakımından senedi ittifak büyük ayanın devlet iktidarını kontrol altına alma teşebbüsünü ifade eder. Gülhane hattı ise ona karşı padişahın mutlak otoritesini savunarak merkeziyetçi devlet idaresinin, başka deyimle bürokrasisinin işlere mutlak bir şekilde el koymasını ifade eder. Bir başka açıdan bakılırsa, birincisi gelenekçi, diğeri moderndir.
Sayfa 140 - Garbi ittifak ve Gülhane hattı hümayunuKitabı okudu
İttifak hüdadadır, hevada ve heveste değil. İnsanlar hür oldular amma yine abdullahtırlar. Herşey hür oldu, şeriat da hürdür, meşrutiyet de. Mesail-i şeriatı rüşvet vermeyeceğiz. Başkasının kusuru, insanın kusuruna sened ve özür olamaz. Yeis, mani'-i herkemaldir. "Neme lâzım, başkası düşünsün." istibdadın yadigârıdır.
826 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Bazı makalelerin dili biraz ağır olmakla birlikte Tanzimat'ı en ince detayına kadar anlatıyor. Tanzimat'ın öncesi ve sonrası gelişmeleri bilmek icin şüphesiz okunması gereken bir eser. Kitabın sonunda Sened-i İttifak, Tanzimat ve Islahat Fermanlarının birer nüshasının bulunması da ayrı bir güzellik.
Tanzimat
TanzimatHalil İnalcık · İş Bankası Yayınları · 2011137 okunma
Sened-i İttifak hakkında:
İmzalanan senet, Padişah İkinci Mahmut'a sunuldu. Sul­tan Mahmut bu hususta Enderun ricalinden bazılarıyla görüştü. Bunlardan Baş Çuhadar Eğri Boyun Ömer Ağa; "Bu senet sizin saltanat istiklalinize dokunur, lakin reddi kabil değildir. Şimdilik çaresiz tasdik olunup sonra ilgası (kaldırılması) çaresine bakma­lıdır" dedi.
Reklam
Sened-i İttifak altında imzası bulunanlar:
Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa, Şeyhü l islam Salihzade Ah­met Esat, Kaptan-ı Derya Abdullah Ramiz, Anadolu Valisi Ab­durrahman, Rumeli Kazaskeri Mehmet Derviş, Nakibüleşraf Dürrizade Seyyit Abdullah, Rumeli payesinde Eminzade Meh­met Emin, Anadolu Kazaskeri Hafız Kamil, İstanbul Kadısı Mehmet Tahir, Kethüdayı Sadriali Mustafa Refik, Yeniçeri Ağası Mustafa , Defterdar Mehmet Emin Behiç, Reisülküttap Mehmet Sait Galip, Sabık Rikap Kethüdası Mustafa Raşit, Umuru Bahri­ye Nazırı Seyyit Ali, Çavuşbaşı Mehmet Tahsin, Ruznamçeci ev­vel Emin, Cebbazade Süleyman, Serezli İsmail, Kara Osmanzade Hacı Ömer, Dergahı ali Sipahi Ağası Mehmet, Beylikçi Divan-ı Hümayun Mehmet İzzet, Divan-ı Hümayun Amedicisi Hüseyin Hüsnü, Çirmen livası Mutasarrıf ı Mustafa .
1908'de tahta oturan II. Mahmud, amcası III. Selime nazaran islahatlar konusunda daha görüşlüydü. Ancak yapmak istediği şeylerin önündeki büyük engel ordu ve ilmiye sınıfıydı. Bu yüzden bunlara destek sağlamak amacıyla ülkenin her tarafında yerel güç haline gelmiş olan ayanlarla anlaştı. 1808'de imzalanan Sened-i İttifak dolaylı da olsa ayanlari siyasal bir kuvvet olarak tanıdığını gösteriyordu. Ne var ki Sultan'ı meşgul eden siyasi meseleler tam olarak çığırından çıkmak üzereydi. 1804'te Sırpların isyanı sekiz yıl sonra onlara özerklik ilerek ancak yatıştırılabildi, 1821'de başlayan Yunan isyanı kısa sürede bütün Mora'yı sardı. Tripoliçe, Atina diğer şehir ve kasabalardaki Türkler tam bir soykırıma aradilar. Birkaç gün içinde kırk binden fazla Türk öldürüldü. Öyle ki isyancı liderlerden Kolokotronis, Tripoliçe kapısından hisara kadar uzanan yolda atının ayaklarının Türk etlerine basmaktan yere değmediğiyle övündü. Dahast bu katliamlardan Yahudiler de nasibini aldı. Türk soykırımı baril konsolosların gözü önünde cereyan ettiği ve Avrupa bakentlerine bu yolda binlerce haber ve rapor gönderildi- halde hiçbir tepki meydana gelmedi.
Sayfa 223 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
Entrikalı Türk Dizisi Kaynakları
... Nitekim IV. Mustafa'nın saltanatına son vermek ve mahpus III. Selim'i yeniden tahta çıkarmak için Rumeli ayanının başında İstanbul'a yürüyen Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa sarayda padişahın ölüsünü bulunca tahta II. Mahmud'u çıkarttı (1808). Yeni padişaha ayanın eyaletlerdeki durumunu hukukileştiren bir belge imzalattırıldı (1809). Sened-i İttifak ... Anayasacılarımızın bir Manga Charta diye nitelendirdikleri bu belge, mevcut feodal adem-i merkeziyetçiliği geç kalmış bir belgelendirme ve kurumlaştırma çabasından başka bir şey değildir. Alemdar'ı yeniçerilerin yok etmesine seyirci kalan padişah, yeniçerileri de kendisi ortadan kaldırdıktan sonra bu belgeyi yok etti ve merkeziyetçi monarşinin tesisi için öngördüğü reformlara girişti. Bu girişimle bir anlamda modern Türkiye'nin kurumlarının ilk temeli atılıyordu.
Sayfa 274 - Ps: Yasak ElmaKitabı okudu
Biz. ayanın toprak üzerinde yeterince güçlendiğini, 1808'de Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa'nın başrolü oynayarak Sultan III. Selim'e kabul ettirdikleri «Se­ned-i İttifak»la anlıyoruz. Ve bir ayan olarak Alem­dar Mustafa Paşa, sadrazamdır da. Görünüşte ayan bununla, devlet meselelerinin kendilerine danışılarak çözülmesini saraya kabul ettirmişti. Senedi ittifak'ı sadece bu biçimde görmek, yanlış değilse bile, gerçe­ği belirtmeye yetmez, eksiktir. Bana göre, onun asıl önemli yanı, fili büyük toprak mülkiyetinin saraya kabul ettirilmesidir. Çünkü büyük toprak sahiplerinin devlet meseleleri üzerinde egemenliği, fiili toprak mül­kiyetinin sonucudur. Bu, yeni üretim ilişkilerinin açık işaretidir. Bu, aynı zamanda yeni bir sınıfın belirdiği­nin işaretidir de. Bana göre, eğer Osmanlılarda, İngi­lizlerde olduğu gibi, bir Magna Charta aranacaksa, bu, çok defa zannedildiği gibi Tanzimat Fermanı'nda değil, olsa olsa Sened-i İttifak'da bulunabilir.
Reklam
18. yüzyılın ikinci yarısında hanedanlığın ortaya çıkması, âyân rejimine son gelişme dönemini imgeler ve feodalleşme böylece tam sonuna ulaşmış olabilirdi. 1807’de Ruscuk âyânı Alemdar Mustafa’nın İstanbul’da veziriazam sıfatı ile diktatörlüğü döneminde, âyân ve hanedanlar doğrudan doğruya imparotorluğa egemen oldular. Padişaha imzalattıkları bir belge, Sened-i İttifak ile eyaletlerde egemenliklerine hukuki bir temel sağlamaya çalıştılar.
Sayfa 337 - 18. Yüzyılda Merkeziyetçiliğin Zayıflaması “ Âyânı-i Vilâyet”Kitabı okudu
Mehmed Ali Paşa'nın takip ettiği politika, onun Alemdar Mustafa Paşa'ya benzer bir şekilde yeni bir Sened-i İttifâk peşinde olduğunu imâ etmektedir.
Sayfa 148Kitabı okudu
119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.