Sadık Hidayet'in hicvi zirveye çıkardığı,okurken bir Şener Şen filminin gözümün önünde canlandıgi kitap. Son dönem Türkiye'sinin yaşadığı hemen her şeyi ikinci dünya savaşında İran'in zaten yaşadığını,aynı insan tiplerinin bizde olduğu gibi onlarda da olduğunu gösteriyor eser.
Hacı Ağa karakteri bir karaktersizlik örneği aslında ama yazar zaten bunu dillendirmek için seçmiş bu karakteri.Bir ayağı cukurda aklı hala uckurunda ve dünya malında bir yobaz düşünün, düşünmesi çok kolay değil mi? Çünkü onlardan o kadar çok var ki dünyada,hayal gücünüzü zorlamaya bile gerek yok.
Menfaati için yanar döner olan,kişisel çıkarı için makam sahibi insanları kullanan ya da onlara yalakalık eden,yağmur nereye yağarsa tarlasını oraya taşıyan ve iktidarla asla ters düşmeyen bir Hacı Ağa.
Böyle insanlar yüzünden dünya daha kirli ve yasanilmaz.Aydinlanmaya baslamamis her birey ve her nesil bu Hacı Ağa'larin birer kuklasi ve marabasi olmaya mahkumdur. Bunlarla savaşmanın yolu okumak,okumak ve okumaktir. Ötesi yok. Okuyacagiz,aydinlanacagiz,bilecegiz,hakkı söyleyip hakkı yasatacagiz ki Hacı Ağa'lar yaşam alanı bulamasin kendine.