Beşinci Mektup
Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun? Güneş çoktan doğdu. Uyanmış olmalısın. Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
Gelme aklıma Düşünmeyeyim seni Unutmak artık isteğim Yaşanmamış gibi... Çıkma karşıma Görmeyeyim seni Zaten her gece rüyalarımdasın Bırak beni... DKTT
Reklam
Kendimi mutlu gördüğüm fotoğraflarda tanıyamıyorum. Benimdir hiç şüphesiz bu. Ben inkar etmeye kalksam yanımdaki insanların tanıklığından anlaşılır. Keçilerini otlatan çoban kendi sürüsünde olmayanı nasıl çıkarırsa Ben de fotoğraflarda çıkan yüzlerime bakıp hayretler içersinde kalıp Bu benim ya diyorum. İyi hoş insanımdır çoğu zaman kendimi
Şimdi hangi kapıdan dilemeliyim seni Hangi kapı sana çıkar Hangi kapının ardında saklı kokun Hangi kapının ardında çocukluğun Hangi kapının ardında adımların ,sesin ! Hangi kapının ardında asılı kokulu kıyafetlerin ! Hangi kapının ardında parmak izlerin Hangi kapının ardından sen çıkarsın .. Çıktığın kapıdan beni tanır mısın? Gelir misin ?
Ben seni tanımadan evvel düz bir adamdım Bildiklerim o kadar azdı ki Sana ne anlatabilirdim. Seni tanıdıkça içimde bir çukur kazıdım. Hiç bilmediklerimi doldurdum, üstünü tepeledim daha çok alsın diye Ben boşluğumu seninle yamadım. Beni biraz insana benzedimse Bana bu korkunç öğrenme aşkını sen bağışladın. Sana ve senin doğurduğuna Anlatabileyim diye. Doğruyu iyiyi güzeli en bilgi dolusunu
Bir bilgine soruldu; ‘Seni kimin sevdiğini nasıl anlarsın?’ Kim derdimi taşırsa Kim halimi sorarsa Kim benden sıkılmazsa Kim hatamı bağışlarsa ve Kim Rabbimi bana hatırlatıyorsa, o beni seviyordur..
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.