Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
*()* SENSİZ KELİMELER SÖZLÜĞÜ *()* ADEM ÖZBAY *()
*()* SENSİZ KELİMELER SÖZLÜĞÜ *()* ADEM ÖZBAY *()
Sevgilim gözlerinin kim vurdusuna gitti kalbim!
Kapa gözlerini! Bu bir soygundur, yanağından öpmeye geldim.
Hiç kimse sevmeye başlamadan yaşamaya başlayamaz.
Öğrendim. Aşk, bir yalnızlıkta birleşmekmiş.
Üç günlük ömrü kalmış bir hastanın,
Yaşamak sevgisi gibi seviyorum seni.
BENİM KİTAP YORUMUM
İçerisinde resimler ile birlikte okurken başka dünyalara gideceğiniz, kahve eşliğinde başanızı dinleyebileceğiniz deneme tarzı bir kitap duruyor karşınızda. Ben tabi ki içinden minik sözleri ancak sizlerle paylaşabildim. Bazı kitaplar vardır anlatılmaz yaşanır. Lütfen kendinize bu iyiliği yapın ve bu kitap ile tanışın.
Az kitap Yayınevine, Yazar Adem Özbay’a benimle bu değerli eseri buluşturduğu için teşekkür ediyorum.
Bırakın sözcükler taşsın kalemden , okurken hem hüzünlenin hem düşünün ve illa ki bu değerli kitabı okuyun…
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN
“ Karlar altında uyuyan kent,iki yıl önce bıraktığı Paris gibi sakin ve ölümsüz görünüyordu.Üç yıl her gün penceresinden gördüğü Paris’in eşi.Onunla sevmişti Helene,onun koynunda ölmüştü Jeanne.”
Helene,eşi ve kızı ile Paris’e geldikleri ilk zamanlarda eşinin ani ölümü ile yapayalnız kalır.Helene kızı Jeanne’nin hastalandığı bir gece yan komşusu
Bu Ne Sevgi Ah Bu Ne Istırap
İçinde Leyla geçen neşeli bir şarkı duydunuz mu hiç? Ya kavuşmayla biten aşk hikayesi? Aşktan bahseden bir eserde hüzün, hicran, hafakan, depresyon, obsesyon, ihanet, nedamet, cinayet, keder, muamma, dilemma, vicdan azabı, korku, kaygı ve daha neler neler görürsünüz de saadet göremezsiniz. Oradaki kasvet size de sirayet eder. Bu konuda Genç
Kaderini sev çünkü seni seviyorum
Nice'nin çizdiği göstermek istediği yol, anlatmak istediği kendi ışığınızı kendiniz bulun, kendimizi bulmamızı, kendimizi yargılamamızı, kendi polisimizin kendimiz, kendi hapishanemizi kendimiz kurmayı ve kendimizi kendimiz cezalandırmalıyız. Kendimizi sevmeliyiz, dinlemeliyiz, anlamalıyız. Üstüinsana kavuşmak da budur.
Niçe tüm yolları bir
Kaderini Sev, Çünkü Aslında Hayatın Bu - NietzscheTaner Şanlıoğlu · Destek Yayınları · 20202,804 okunma
Kürk Mantolu Madonna
Sayfalar arasında Maria Puder ve Rafik arasında görünmez bir üçüncü kişi olup aşka akıl sır erdirmeye çalışıyorsunuz lakin sırrı çözmek pek mümkün değil.
Modonna'nın soruları bir kadın gözünden bakılınca gayet makuldü.Hatta onunla birlikte derin bir sorgulamaya geçiyorsunuz.Hak verip sırdaş oluyorsunuz.Kitapta yaşanan aşkın yanında bende derin bir tesir bırakan bir diğer konu ise yalnızlıktı.Mükemmel bir şekilde yazılmış,hissettirilmiş...
Yaptığı tek şey ruhunu bir beden içerisinde taşımak olan Rafik, yasını ve küskünlüğünü büyük bir metanetle devam ettirmiş.İnsan bu sadakate bir yandan imrenirken bir yandan da üzülüp hayatını boşuna harcama demek istiyor.Rafik sesimi duymaz ama kızgınlığımı hisseder mi peki?Ona kızgınım çünkü: Kızını da derin sükutunun içinde yok saydı.
Evlat sevgisi, arayışında bir ışık olamaz mıydı?
Sonunda Rafik cevabını almıştı.Sevgi vardı.Sevmeye ve sevilmeye malik olmuştu.Cevabı vicdan azabını hafifletebilir umarım.
Peki Maria Puder şanslı bir kadın olarak mı öldü? Aşk bir şanssa evet.
Şimdilik ne Maria Puder'e ne de Rafik'e seni anladım diyemiyorum.Sırrı zamana emanet edip yeniden görüşeciğimizi ümit ederek Kürk Mantolu Madonna'yı kitaplığımda en güzel köşeye bırakıyorum.
Bir Küçük Yerli Edebiyat Magazini
Sevgili Erdal;
Bu zor geçen son günlerimde bana o kadar derman oldun ki, seni, yaptıklarını, Türk edebiyatına katkılarını hayatım boyunca minnetle anacağım.
Erdal Öz 1935 doğumlu, yani bu dergicilik, edebiyat sohbetleri mektuplar konuşulduğunda en erken mektup tarihi 1956 olduğuna göre Erdalcım henüz 21 yaşında, gerçi 17 yaşında yayınlanan
