Sabah Gökmen’in ağlamasıyla uyandım, odamın tam karşısındaki banyonun önünde kıyafetlerini çıkartmaya çalışıyordu ablam. Bir taraftan da sallayıp silkeliyordu kolundan.Uyku sersemi yarım açık olan kapıdan görüyor olsam da tam
olarak anlayamamıştım olup biteni.
Gökmen, “Anne anne” diyerek ablama sarılmaya çalışıyordu, onun vurduğu yerlerinin
“Seni unutmak ha!!
aklımın kara tahtasından silerim de bütün boş anılarımı,
bütün kitaplarda yazılan çizilenleri, öğrenciliğimden kalanları,
yalnız senin buyruğun kalır,
beynimin defterinde, yapraklarında…”
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Seni unutmak ha? Aklımın karatahtasından
Silerim de bütün boş anıları,
Bütün kitaplarda yazılan, çizilenleri,
Gençliğimden, öğrenciliğimden kalanları,
Yalnız senin buyruğun kalır.
Beynimin defterinde, yapraklarında