Cemal Süreya Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa. Şems-i Tebrizi Düzenim bozulur, Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
İsmi tarafından terk edilmiş bir şehir gibi yüreğim. Her ne kadar adını koymaya çalışsamda ; yokluğunun eş anlamlısı hiç bir imla kitabında geçmiyor… Sanki Türk Dil Kurumu yasaklamıştı yokluğunu… Gittiğin günden bu yana bu şehir çok değişti. Hunharca katledilmiş hayallerim, boyası dökülmüş umutlarım ve dünden kalma yarınlarla ayakta durmaya
Reklam
Aşkının gizemli karanlığında, Yalnızca yankılanan sessizlik var. Gözlerim seni ararken, Kalbim debelenen ruhlara kaçar çaresiz. Dağların doruklarında dolaşırken, Rüzgar, senin sesini getirir. Özlem dolu şarkılar yükselir dudaklarımdan. Gökyüzüne uzanan sevda rüzgarıyla savrulur ruhum. Gecenin sessizliğinde senin adın yankılanır, Gözlerimde bir umut var, içimde başka yarınlar, Seninle dolu geçmiş günler var. Şimdiyse ruhumu sarmış hasretin. Sensiz geçen her an, Bir çığlık gibi yükselir kalbimden. Sevgin, bir umut olur içimde. Ama aynı zamanda bir hüzün kaynağı. Bir gün döneceğini umarak, Yıldızlara fısıldarım şiirlerimi. Yıldızlar bile seni arar gökyüzünde. Beklemek, yüreğimde derin izler bırakır. Ve yalnızlık, sen gelene kadar bekler_
03 :48.
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın. Keşke yalnızlığımı benimle paylaşsaydın keşke senin adın yalnızlık olsaydı da ben hep yalnız kalsaydım.
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın, Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım. Keşke senin adın yalnızlık olsaydı ve ben hep yalnız kalsaydım.  Özdemir Asaf
ismi tarafından terk edilmiş bir şehir gibi yüreğim. her ne kadar adını koymaya çalışsam da; yokluğunun eş anlamlısı hiç bir imla kitabında geçmiyor... sanki Türk Dil Kurumu yasaklamıştı yokluğunu...
Reklam
GÜLŞİİR Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım içinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak isterim, hangi
Şimdi ( Kendimden)
Senden önce hiç keşkelerim olmadı. Hiç eğmedim başımı sana eğdiğim kadar Hiç kimseye diz çökmedim. Kimse için ağlamadım, Kimse için yas tutmadım, Kimseye de yalvarmadım... Gidene dön demedim. Kalsan git demezdim Şimdi bir sandalye üzerinde iki büklüm oturup, Bir demli çay ve sayısız sigara nefesinden ibaretsin. Şimdi günler daha uzun , geceler
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen, gideni bulacak mı sanıyorsun? Ben zannetmiyorum bunu... İyisi mi beni yaktırırsın, Odanda ocağın üstüne koyarsın içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, Şeffaf, beyaz olsun ki beni içinde görebilesin. Fedakarlığımı anlıyorsun; Vazgeçtim toprak olmaktan, Vazgeçtim çiçek olmaktan... Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım. Keşke senin adın yalnızlık olsaydı, Ve ben hep yalnız kalsaydım..
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın. Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım. Keşke senin adın yalnızlık olsaydı ve ben hep yalnız kalsaydım.
196 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.