Ey can, ey damarımda kan olarak yürüyen can, artık gidelim seninle ölüm yurduna. Senin dermanın kesilsin jilet
jilet. Benimse ölüm fermanını okunsun aşk bilmezlerin ihanet yatağında şen kahkahalarla.
ROMEO: Şu gördüğün meyve ağaçlarının üstüne gümüşleyen ayın başı için yemin ederim.
JULİET: Ay üzerine yemin etmeye kalkma lütfen. Her gece gökyüzünde şeklini değiştiren kararsız aya benzer sonra senin aşkın da...
Kürsüye çıkan Sezai, ana, baba, misafir, öğretmen, öğrenci kalabalığına bir bakar. Kalabalığın içinde aşkını arar, gönlünde yer almadığı kusursuz sevdasını... Ve neden sonra başlar şiirini okumaya...
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller...
(Hristiyanlığı bozan yahudi vezir. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.)
Taassub yüzünden hıristiyanları öldüren yahudi
pâdişahın hikâyesi
• Yahudiler arasında, Îsâ düşmanı ve hıristiyanları öldüren zâlim bir hükümdar vardı.
325 • Halbuki peygamberlik zamanı ve nöbeti Hz. Îsâ'ya gelmişti. Mûsâ devri geçmişti. Öyle olmakla beraber o
Sofi senin yüreğine kurban olsun,Leyla sevda…Hemde bir ateş harmanı… Her şeyin bir çaresi var, bu aşkın sonu yok. Sofi senin çaresizliğine kurban olsun. Senin için böylesi daha iyi…Sofi senin umutsuzluğuna kurban olsun…