Yılın ilk haftasında sizlere şiir kitabıyla geldim arkadaşlar. Baş ucu kitabımı da belirlemiş oldum bu sayede...
Şiir ruhun gıdasıdır, diyoruz ya hep. Aynen öyle ; çünkü şiir kitabı diyip geçmeyin. Bazen bir şiir, sayfalarca okunmuş bir kurgu kitabından daha çok şey katabiliyor insana...
Duyguları ele geçiren şiirlerle herzaman karşılaşmak çok ta mümkün olmuyor. Yolumuz kesişmiş ise bir fincan kahveyle tadını çıkarmak ta kaçınılmaz...
KÜRDİLİHİCAZKÂR
Şımarık bir gacenin dingin halinde
Gökte, göğü arşınlayan yorgun dolunay,
Bir yüzü karanlık,
Bir yüzü parlak ;
Altında uzanan nazenin govdem
Bir tutam hasret, bol kepçe hicran.
Ekmek, emektir :
Evimde gündelik.
Usumda sevdan mercek altında.
Meneviş gecede sensizlik çalgı,
İz düşüm halde yüzün serenat,
Titrek bir huzmede sultaniyegâh,
Sevdam muayyen, bülbülüm suspus,
Gücenik yüreğim muhayyer artık.
Çal şimdi hangi makam istersen
Çengi senin, gece senin, söz senin.
Aşkınıyam. . . grubumun bana kattığı kitaplardan birine daha veda ettim. İncelememi kulağımda ney sesiyle başlıyorum. 
Mevlana Celaleddin-i Rumi yorumlamak, incelemek benim gibi kül olmuş kula mı kalmış?! Ama ruhumdan dökülenleri geçmişime mühürlemeden de susturamam zindan ömrümün "Aşk" diye inleyen dakikalarını.
Şems-i Tebrizi ruhundan
