Aşkın, imkansızı, yasağı, zorluğu yoktur. İnsanın kontrol edebileceği, yakalandığında yönetebileceği bir duygu değildir. Kimi zaman istesen de aşık olamazsın birine, bir şeye, bir ana, bir yere!.. Kendiliğinden gelir, yaşanır hepsi...
Bu kitapla ilgili yazdığım her bir kelimemi özenerek seçtim ve en ufak bir abartı yok cümlelerimde. Bu kitap acilen bir film olmalı çünkü adeta izler gibi okudum ve her saniyesinde ayrı etkiledi beni. Daha yalın bir ifadeyle ben #bukitababayıldım arkadaşlar. Zamansal ve mekansal olarak kendi hayatımdan çok şey bulduğum için mi bu kadar etkiledi
Aşk nedir? Bir insana takılı kalmış, kendini evrenden koparmış, gözlerini sevdiği haricine kör etmiş bir insanın halet-i ruhiyesi mi? Yoksa aşkın bir varlığa kusursuzca bağlanmak mı? Aşk, herkesin farklı sözcüklerle betimlediği ama herkesin hissettiğinde fark ettiği bir ruhsal durum. Kelime kökeni itibariyle Arapça -ışk kelimesinden gelmektedir.
Elinize aldığınızda akıcılığı sebebiyle bir oturuşta okuyabileceğiniz bir kitap. İçindeki hikayeler çok enteresan. Birçok önemli simalar var. Albert Camus, Sabri Dino, Yaşar Kemal, Şenol Güneş, Aziz Sancar, Orhan Kemal ve niceleri. Hikayelerin finallerine çok şaşıracaksınız. Kitabın isminden anlaşılacağı üzere öykülerin birçoğu kalecilikle ilgili ancak yer yer kalecilikle bağlantısı olmayan bölümlerde mevcut. Sunay Akın'ın kendine has uslunun etkisiyle sanki sesi kulağınıza geliyor ve sahnede onu izlediğinizin hissine kapılıyorsunuz.
Kalede 1 BaşınaSunay Akın · İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,156 okunma
Sayın Ahmet Nur Çebi! Küme düşmeden önce Valerian İsmael'i gönderip, Şenol Güneş'i alsak ya. Bir de kaç yıldır kalemizi emanet ettiğimiz evladımızın hakkını versek artık..
Hep söylerim; eğitim başka şey, kültür ve sağduyu bambaşka...
Yine ağız tadıyla izleyemedik bir karşılaşmayı daha... Sağlıklı şekilde spor yapamıyoruz ki sağlıklı siyaset yapabilelim...
Şenol Güneş'in başına gelen bunu yapanın değil, hepimizin ayıbı ne yazık ki.. Kalbine dokunamadığımız, zihnini aydınlatamadığımız her insan için bizim ayıbımız bu...
Bi kere daha gördük ki, "futbol barıştır" sloganıyla ne futbol oluyor, ne barış..
Taklitsel değil, tahkiksel hareketler görelim artık, lütfen..
Futbolda, sporda, siyasette, ülkede ve dünyada...