Donna Hosie / Şeytanın Stajyeri
2015 yılında Kirkus Reviews(Amerikan Kitap eleştiri dergisi) tarafından En İyi Gençlik Kurgu kitabı seçilmiş #ŞeytanınStajyeri. Dört kitaplık bir seri ama üç kitabı Türkçeye çevrilmiş. Umarım son kitabı da çevirirler. Kitabın kapağına bakınca romantik bir hikaye beni bekliyor diye düşünmüştüm. Yanıldığıma hiç bu
Donna Hossie / Şeytan’ın Ölüm Perisi
İlahi Komedya’da Dante, Cehennem, Araf ve Cennet’te geçen macerasına davet eder okurları. Yazarımız da #ŞeytanınÖlümPerisi kitabında İlahi Komedya’da geçen bu bölümleri kullanmış. Her bir kitabını, Şeytan’ın takımını oluşturan karakterlerden birinin penceresinden okuduk. Bu seferki Vikinglerin prensi
Donna Hosie / Şeytanın Rüya Kapanı
İlk kitap olan #ŞeytanınStajyeri, #ŞeytanınRüyaKapanı kitabıyla kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitapta Mitchell’in penceresinden olayları okurken, bu kitapta Medusa’nın penceresinden okuyoruz. Seriyi henüz okumayanlar için kısaca bahsetmek gerekirse; Cehennemde arkadaş olan ve kendilerine Şeytan Takımı diyen
Buda ansızın her şeyin boş olduğunu anlayıp "Şimdi her şeyi biliyorum," diyerek esrikliğinden sıyrılmıştı, Septimus Severus ise; "Omnia fui, nihil expedit," demişti: "Her şey idim; hiçbir şeye değmezmiş."
Bilinç akışı tekniği kullanılarak ,ölüm&hayat ve kadın&evlilik konuları hakkında yazılmış sıkı bir roman okudum.
Bu romanda yazar, Clarissa'nın bir gününü anlatıyor. Mrs.Dalloway yani Clarissa evinde bir parti verecektir, ve ona hazırlanıyordur.
Sonra Clarissa'nın gözünde verdiği tüm partiler birden anlamsızlaşır. Kadın kendini ve hayatı sorgulamaya başlar.
Mesela düşünür, 'aşık olduğum kişiyle evlenseydim daha mı mutlu olurdum?'
Sonra bakar ki , ne eski aşklar şimdiki aşk, ne eski sıkı dostlar şimdiki dost...
Herkes hayat rüzgarına kendini kaptırmış ve oradan oraya savrulmuş. Tanıdığı insanlar "Asla yapmam" dedikleri şeyleri yapmış, inandıkları çoğu ülkünün yerini başka işler almış...
Sonra bir de savaştan olumsuz etkilenmiş genç var ,Septimus, bir de onun mutsuz İtalyan eşi...
Bir de halden anlamayan , ilaç yazmayı iş bilen bir doktor.
Bu kitap kesinlikle çok iyi yazılmış. Lakin kitap öyle otobüste, serviste okunacak kitap değil, bu kitabı okumak isteyenlere tek tavsiyem, her gece bu kitap için "kesintisiz" yarım saat ayırın ve sabırla okuyun. Göreceksiniz ki , ayırdığınız zamana değecek. Okurken yazarın anlattığı doğayı zevkle izleyecek, parklarında gezecek ve Septimus'u göreceksiniz , onunla sohbet edeceksiniz....
ve sonraki gün onun evine gittiğinizde ona şöyle sesleneceksiniz: "Septimus seni alıyorum, seni anlıyorum tut elimi, in o pencereden..."
Virginia Woolf günlüğüne 13 Aralık 1924 tarihinde Mrs. Dalloway ile ilgili şöyle bir not düşer.
“Gerçekten, bütün kalbimle romanlarımın en doyurucusu olduğunu düşünüyorum ( ama serinkanlılıkla okumuş değilim henüz).Eleştirmenler kopukluk olduğunu söyleyecekler, delilik sahneleriyle Dalloway sahneleri birbiriyle birleşmiyor diye.Ve sanıyorum, yazı