Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serap Ertaş

Bayan Prism: Evli erkekler yalnızca eşlerine çekici gelir. Doktor Chasuble: Duyduğuma göre onlara bile gelmiyormuş.
Reklam
Hayatın güzelliğini kaybetmemek için iş görüşmelerinin kaçırılması gerektiğini biliyorum.
Bütün kadınlar annelerine dönüşür. Onların trajedisi budur. Erkeklerin trajedisiyse annelerine dönüşmemeleridir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Edebiyat eleştirisinde başarılı değilsin, bence çok bulaşma dostum. Bırak bu işi üniversite okumamış insanlar yapsın; zaten gazeteler onların yazılarıyla dolu.
Okunması ve okunmaması gereken yazılar hakkında gereğinden fazla kural var. Bugün sahip olduğumuz kültürün yarısından çoğu okumamamız gerekenlere dayanıyor.
Reklam
Bize iyi örnek olmayacaklarsa alt sınıfların en anlamı kalıyor?
89 syf.
10/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
The Importance of Being Earnest
The Importance of Being EarnestOscar Wilde
8/10 · 1.114 okunma
Duvar öyküsünden
Bir mahpusu dünya ile hic alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, ayn zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir. On adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kalın kale duvarlarına gözleri dikerek bakmaya, denizi yalnız muhayyilede görmeye mecbur kalmak az azap mıdır? Bahçede insanın ayakucuna inerek ekmek kırıntılarını toplayan ve ayn hürriyetsiz topraklarda sağa sola adım atan bir kuşun bir kanat vuruşuyla bu duvarları aşarak serbestliklerle kucaklaşmaya gittiğini görmektense, nefes almaktan başka hürriyeti hatırlatacak hiçbir şey bulunmayan bir yerde kapanmak daha iyi değil midir?
Aynı anda, sokaklarla ilgili anılarım canlandı, çünkü biraz ileride lise vardı, her sabah ve öğleden sonraları sokaklarında yürüdüğüm yerleşim bölgesi ve öylesine sık yalnız kaldığım ev oradaydı, öyle vurgundum ki onlara canım yanıyordu.
Reklam
Naten Konser Salonu’nun girişinde yaşlı insanlardan oluşan birkaç grup toplanmış sohbet ediyordu. Ayda bir kez onlar için dans geceleri düzenleniyordu, yaşları altmış ile seksen arasında değişen erkekler ve kadınlar en iyi giysileri içinde ve sürüler halinde akın ediyorlardı, ve onların heyecanlı ve mutlu bir şekilde sıraya girişini izlemek ruhumu derinden yaralıyordu. Özellikle içlerinden bir tanesi beni çok etkilemişti. Açık sarı bir takım elbisesi, beyaz spor ayakkabıları ve başında hasır şapkasıyla, bir eylül gecesinde titrek adımlarıyla David Bagares Sokağındaki kavşakta belirdi önce, ama onu diğerlerinden ayıran şey giysileri değildi, daha ziyade yaydığı ışıktı, çünkü diğerlerini bir grubun parçası olarak algılıyorken -eşleriyle iyi vakit geçirmeye çıkmış yaşlı erkekler, birbirlerinin öyle tıpatıp aynısıydılar ki bakışlarımı başka tarafa çevirdiğim anda zihnimden kayboluyorlardı- o yalnızdı, dışarıda başkalarıyla sohbet ederken bile. Ama en dikkat çeken özelliği ondan yayılan irade gücüydü, bu topluluğun içinde benzersizdi. Kalabalık fuayeye hızlı adımlarla yürüdüğü sırada bir şeyin peşinde olduğunu, ama onu orada bulamayacağını, ve muhtemelen hiçbir yerde bulamayacağını anladım. Zaman avuçlarından kayıp gitmişti, ve beraberinde dünya da.
Nasıl ki kalp hangi hayat için attığını umursamıyorsa, şehir de içindeki muhtelif işlevleri kimin yerine getirdiğini umursamaz. Bu şehrin orasında burasında dolanan herkes bugün ölse, misal bundan yüz elli yıl sonra bile, insanların geliş ve gidiş sesleri aynı eski örüntüyü takip ederek çınlayacaktır. Yeni tek şey, bu işlevleri yerine getiren insanların yüzleri olacaktır, kaldı ki bu çok da yeni bir şey olmayacaktır zira hepsi bize benziyor olacaktır.
Nisan ayında bir sabah ağaçların dallarında tomurcuklar biter ve sararmış çimin üzerinde yeşil izler belirir. Nergisler ortaya çıkar, beyaz ve mavi anemonlar da. Sonra, sıcak hava tepelerdeki ağaçlarla oynaşır. Güneşli bayırlarda tomurcuklar patlar, orada burada vişne ağaçlarına çiçekler düşer. Ve eğer on altı yaşındaysanız tüm bu olanlar sizi etkiler, size bir iz bırakır, çünkü bu farkına vardığınız ilk ilkbahardır, tüm duyularınızla bunun ilkbahar olduğunu bilirsiniz, ve de sonuncusudur, çünkü sonradan göreceğiniz tüm ilkbaharlar buna kıyasla daha solgun görünecektir. Hele ki aşıksanız, işte o zaman... iş sadece tutunmaya bakar. Bütün mutluluğa tutunmak, bütün güzelliğe, her şeyin içinde barındırdığı tüm geleceğe tutunmak.
Serap Ertaş

Serap Ertaş

, bir kitabı okumaya başladı
Gulliver'in Seyahatleri
Gulliver'in SeyahatleriJonathan Swift
8.2/10 · 7,2bin okunma
736 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.