Yunus Emre'de, Hakk'ın kapısına vurulan tokmak; Divan'da, serâpa bir gönül hafriyâtı; Tanzimat'ta, âvâmın aristokrasiye isyânı; Servet-i Fünûn'da, akıl pistonuyla bastırılmış çağlayan; Fecr-i Âti'de, muhayyile çiçeğinin özü; Millî Mücadele'de, vatan toprağından fışkıran nağme; Garip'te, geleneğin zincirinden boşanmış bir serâzat; İkinci Yeni'de, betonların arasında kaybolan gonca veya modernizmin zemheri kışında fışkıran kardelen...