"Hanımefendi kadın" imgesi. Bu kadın genellikle mesafeli, ölçülü, yerini yordamını iyi bilen, öyle aklına geleni söylemek yerine kelimeleri ve tümceleri seçen, dilini kırk kere döndüren kadındır. Bu görünüşte saygılı kadın tipi aynı zamanda kadının sahip olması gereken niteliklerin de altını çizer. Kadına gülmek, koşmak, serbestçe konuşmak yaraşmaz. Bu hanımefendi kadın, içinden geldiği gibi kahkaha atamayan, cinselliğe iğrenerek bakan ya da psikanaliz jargonuyla söyleyeyim, dürtülerini bastıran nevrozlu kadındır.
"Hassas, durendiş ve toksözlü olmak demek" diyordu, "derinden hissetmek, net görmek ve serbestçe konuşmak demektir. İncinmez olduğuna inanan dünya karşısında kolay incinir olmaktır, değişmez olduğunu sanan dünyanın değişkenliğini anlamaktır, neyin yaklaştığını başkalarından önce süzmek, başkaları yoz ve boş geçmişe sıkı sıkı tutunurken barbar geleceğin şimdiki zaman kapılarını yıkmakta olduğunu bilmektir. Şansları varsa çocuklarımız yalnızca senin kulaklarını miras alirlar, ama ne yazık ki benim de çocuklarım olduklarından erkenden çok şey duyacaklar, özellikle de duyulması ve işitilmesi yasak olan şeyleri."
Aslına bakılırsa, arada bir gazeteci olarak şu ya da bu ülkeye, daha çok Latin Amerika'ya yaptığım araştırma gezilerinin kazandırdığı deneyim devlet başkanlarıyla ya da karar alan kişilerle yapılan görüşmelerin çoğu kez verimli olmadığını ortaya koydu. Çünkü bu türden insanlar halka hitap edecek şekilde konuşuyorlardı. Gerçekten aydınlatıcı olan insanlar serbestçe konuşabilen ya da böyle konuşmak isteyen kişilerdir. Bunların büyük olayların sorumluluğunu hiçbir şekilde taşımamaları tercih edilir. Bununla birlikte, ister istemez kısmî ve yanıltıcı da olsa, insanları ve yöreleri tanımak bana çok yardımcı oldu. Bu yüzyılın üçüncü çeyreğinde meydana gelen toplumsal dönüşümün hızını ve ölçeğini görmenin en iyi yolu aynı kenti -Valencia ya da Palermo- otuz yıllık bir aradan sonra görmektir
İnceleme yapmak yerine faydalandığım bir makaleden öğrendiğim bir bilgiyi kalıcı hale getirmek istedim.
Kaynak: • Şengül, Hamlet (William Shakespeare) ile Gülnihal (Namık Kemal) Adlı Tiyatro Eserleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme•
Oidipus Kompleksi:
Psikanalitik edebiyat kuramına göre, “insanların birtakım istekleri, ama toplum
USTA İLE MARGARİTA-MİHAİL BULGAKOV/can yayınları-573 sayfa
Zorlu, nefes nefese, yorucu, düşündürücü ve büyüleyici bir okuma serüveniydi, Usta ve Margarita’yı okumak. En önce kitabın hacmi katlanılması zor bir yekûndu. Uzun bir önsöz ile birlikte yaklaşık altı yüz sayfalık, her bakımdan dolu dolu bir roman. Neyse ki kitabın sonunda zahmetine
Her yurttaş, her konudaki düşüncelerini serbestçe konuşmak,yazmak ve yaymak hakkına sahiptir; ancak bu hürlüğün kötüye kullanılmasından da sorumludur.
Connecticut Anayasası.
Biliyor musunuz, bizi yoksullaştıran şeylerden biri düşünmeyi, akıl yürütmeyi bırakmış olmamızdır. Başkalarıyla besleniyoruz; ikinci el insanlar olduk. İşte bu yüzden biriyle serbestçe konuşmak çok zor.Bu her iki tarafın da açık fikirli olmasını gerektirir.
Kadına gülmek, koşmak, serbestçe konuşmak yaraşmaz. Bu hanımefendi kadın, içinden geldiği gibi kahkaha atamayan, cinselliğe iğrenerek bakan ya da psikanaliz jargonuyla söyleyeyim, dürtülerini bastıran nevrozlu bir kadındır.
Başka bir imge vereyim: “hanımefendi kadın” imgesi. Bu kadın genellikle mesafeli, ölçülü, yerini yordamını iyi bilen, öyle aklına geleni söylemek yerine kelimeleri ve tümceleri seçen, dilini kırk kere döndüren kadındır. Bu görünüşte saygı ifadesi barındıran imge aynı zamanda kadının sahip olması gereken niteliklerin de altını çizer. Öyle kadına gülmek, koşmak, serbestçe konuşmak yaraşmaz. Bu hanımefendi kadın, içinden geldiği gibi kahkaha atamayan, cinselliğe iğrenerek bakan ya da bizim jargonumuzla söyleyeyim dürtülerini bastıran nevrozlu bir kadındır aynı zamanda.