Ordumuzda, Harbiye'de muhtelif diller okunuyor, Rusça ve Farsça dahil tercümeler yapılıyordu, tıbbiyemizde her milletten profesör vardı. Arkeolojik kazılar yapıyorduk ama Cumhuriyet Türkiye'si bu arkeolojiyi universitede, akademik bir öğretim dalı ve bilimsel disiplin haline getirdi. Batı müziğine Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz bile vakıf. Hatta Sultan Abdülaziz ve Sultan Murad'ın besteleri var ama o müziği geniş kitlelere öğretecek, sevdirecek, götürecek insanları ancak Cumhuriyet'in devlet konservatuvarları yaptı. Bu iş Cumhuriyet'in başarısıdır.
General İoannis Metaksas: "Yok oldu zannettiğiniz ordularını Türkler yine toparlar ve bir sabah aniden karşınıza çıkarlar."
Atatürk Samsun'a çıktıktan bir buçuk yıl sonra millî ordu oluşturulmuştur. İki yıl sonra da Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin içte, ama asıl önemlisi dış dünyada itibarını ve varlığını pekiştiren Sakarya Meydan Muharebesi, General Metaksas'ın kehanetinin doğruluğunu gösterdi. Hiç şüphesiz Kurtuluş Savaşı'nı hazırlayanların girişimi bir kumar veya kehanet değil ortak asker aklının bilgeliğine dayanır. Bütün mesele inanmaktı.
Bir devletin ve sistemin kuruluşundaki ruh yaşadıgı, kutsandığı derecede istikbale emin adımlarla yürünür. Büyük Millet Meclisi'nin açılışının kutlandığı bayrama 1927'den beri sadece Millî Hâkimiyet Bayramı değil, aynı zamanda Çocuk Bayramı deniliyor. Çünkü çocuklar bu vatanın ana unsuru olarak düşünülmelidir. Atatürk'ün 23 Nisan'ı çocuklara armağan etmesi çok önemlidir. Bugün 21. yüzyıldayız. Ama 20. yüzyılda Nazi kamplarında insanları, çocukları fırınlara attılar. Çocuklar dünyada büyük acılar çektiler. Böyle bir yüzyılda Atatürk'ün çocuklara bayran armağan etmesi hakikaten önemli bir şeydir.