"Sen sadece benim varlığımla varsın. Benim olmadığım bir dünyada sen de yoksun. Seni şu an var kılan, benim varlığım. Benden ötürü varsın ve o yüzden benim hayatımın bir enstürmanısın sadece."
"Çünkü direkten dönen biri olarak, bu hayatın ne demek olduğunu çok ama çok iyi biliyordum! Hayatın ve koskoca tüm yaşamın, sadece ve sadece an'dan ibaret olduğunu, ölmeden önce ölerek anlamıştım.."
"Evet, ektiğini biçersin.. Kur'an-ı Kerim'de, şöyle bir ayet var hatırlarsan; "Kim zerre kadar kötülük yaparsa, (cezasını çekecektir) onu görecektir..Ve kim zerre kadar iyilik yaparsa,(mükafaatını alacaktır) onu görecektir.. (Zilzal/7).."
"Bu da geçer.. Yani yaşadığın her an, her üzüntün, her mutluluğun ve her şey, hepsi geçer ve gider.. Olur ve biter.. An'da devam eden tek şey, sen olursun.. Senin farkındalığın yani bilincin olur.. Tüm deneyimlerin ve yaşadıkların geçer ve gider.."
"Ne bir eksik ne bir fazla.. Ne çok daha üzücü ne çok daha mutlu edici.. Geçmişte olup biteni sürekli sorgulamaktan, düşünmekten ve dolayısıyla tekrar tekrar yaşamaktan vazgeç! Yaşadığın o an'ın bağrında gizlenmiş olan ve sana ait olan mesajını veya öğretini yani tecrübeni al, ve oradan ayrıl.. Olduğun an'a geç.. İşte asıl gerçeklik budur; asıl hayat ve hayatı yaşamakta budur.."
"Gerçek dediğimiz şey, an'da olandır.. Aslında ne geçmiş vardır, ne de gelecek! An'dır tek yaşanan, an'dır tek gerçek! Olmuş ve bitmiş olanın gerçekliği kalmamıştır! Yaşanan her şey, an'da iken gerçekti ama artık bir mazi, artık geçmiş olmuştur ama biz hala var kılarız onu ve dolayısıyla etkisini sürdürürüz.. Ama böyle yaparakta, asıl an'da olanı es geçeriz bu defa.. Yani, an'da olanı yaşama hakkımızı öldürürüz.. Geçmişi an'da taşır, an'ı yok sayarız.. Ve buna da yaşamak deriz maalesef.."
"Herkes zaten Azrailidir bir başkasının ve can kurtaranıdır yine diğerlerinin.. Su gibi.. Bir yandan hayat verir, diğer yandan sel olup canlar alır.. İnsanda insanın Azrailidir zaten.. Ve nefestir bir başkasına!"