Aşamalı olarak insan topluluğunun toplumsal örgütlenmesi güçlendikçe ve üretim olanakları çoğaldıkça hayvansal içgüdüler zayıfladı.
Ateşin elde edilmesi "... insana ilk kez bir doğa gücü karşısında egemenlik sağladı ve böylece onu hayvan dünyasından kesinlikle ayırdı".
Reklam
Ortaçağ'da, kilisenin egemenliği, ilkel zamanlara ilişkin bilimsel düşüncelerin gelişimini engelledi.
19.yüzyılın ikinci çeyreğinde, Danimarkalı arkeolog Ch. Thomsen, buluntuların sınıflandırılması konusuna "üç çağ" düşüncesini getirmişti: Aletlerin yapımında kullanılan temel maddenin niteliğine göre Taş Çağı, Bronz Çağı ve Demir Çağı.
İlkel toplumun tarihi çok eski zamanları içerir ve bu dönemin incelenmesi, insanın kökeni, dinin doğuşu, sanatların ve bilimin ortaya çıkışı, sınıfların ve devletin oluşumu gibi çok önemli sorunların aydınlatılmasını sağlar.
İnsanlar birlikte yaşamak ve çalışmak zorundaydılar ve bu ortaklaşa çalışma da üretim araçlarının ve emeğin ürünlerinin ortaklaşa mülkiyetine yol açıyordu.
Reklam
Tarihin ilk bölümü ilkel topluluk düzeninin doğuşunu, gelişmesini ve ortadan kalkışını inceler.
Papazların yönlendirdiği bir dünya görüşünün egemen olduğu, dinin krallık iktidarını yüceltip, insana kendi küçüklüğünün güçsüzlük duygusunu aşıladığı bir dönemde, gerçekliğin sadık yansımaları olanaksızdı.
Anaerki'den Ataerki'ne geçiş
“Evde bile, der Engels, yönetimi eline erkek aldı; kadın yerini yitirip köleleşti ve erkeğin zevkinin kölesi ve basit bir üreme aracı durumuna geldi.”
Kölelik, insanın insan tarafından sömürülmesinin ilk biçimidir. Ortaya çıkışı, üretim güçlerinin gelişiminden kaynaklanan doğal ve mantığa uygun bir olgudur.
Reklam
Bazı şeylerde "ilkel" insandan çok gerideyiz
...domuzunu boğazlayan biri akrabalarına et vermek zorundaydı; kimse bir şey biriktiremezdi, çünkü kamuoyu fazla olanın klan üyeleri arasında paylaştırılmasını isterdi.
Hâlâ en büyük sorunlardan biri "ırkçılık"
Irklar sorunu çok derin bir ideolojik ve politik sorundur. Kapitalist dünyanın gerici bilginleri, öteki uluslara karşı yapılan saldırı ve uyruklaştırma eylemlerini haklı göstermek için ırk kuramına başvurdular.Aşağı ve üstün ırkların varlığını ileri süren sözde bilimsel kuramlarını savundular. Burjuva tarihçiler bu kuramı düzmece anlayışlarla “açıklamaya” kalkıştılar.
F. Graebner’in ortaya attığı kültürel alanlar kuramına göre, insan kültürü, zaman içinde gelişecek yerde, yalnızca mekânda değişmektedir ve bütün insanlık bir donmuş kültürel alanlar toplamından başka bir şey değildir.
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Her iki kitap da, çok kıymetli..
Engels: ''Roma cumhuriyetindeki mücadelelerle ilgili bütün eski kaynaklar arasında yalnızca Appianos, bize, gerçekte neyin, yani toprak mülkiyetinin, söz konusu olduğunu söylemektedir.'' * Appianos'un ''..bu iç savaşların köklü maddi nedenini bulmaya çalıştığı''nı söyleyen Marx da bu görüşü doğrulamaktadır. (Sayfa: 20) * ''..''Eski kölelik miadını doldurmuştu.. artık zahmetine değecek bir ilişki değildi..'' demektedir Engels.'' (Sayfa: 254) * ''Aristotales zamanında, kendisinin de dediği gibi, ''köle mülkiyetin en mükemmel biçimi'' olmasına karşın, M.S. I ve II. yüzyıllarda, köle sahibi olmak mülkiyetin en tehlikeli, en güvenilmez biçimiydi. Giderek daha serkeşleşen köleler, efendilerine karşı gittikçe çoğalan bir kin gösteriyorlardı.'' (Sayfa: 255) * ''Seneca, ''Kölelik doğal bir durum değildir, doğaya ve doğaya özgü özgürlüğe aykırıdır'' demektedir; ''köle de seninle aynı türdendir''; ''Köleler, bu insanlar.! Hayır, bunlar insandırlar, bizim varlık yoldaşımız, basit dostlarımızdır.'' Hadrianus ve Antoninus, efendilerin kölelerini öldürmelerini yasaklayan bir kararname yayınlamışlardı; karı-kocayı ayrı ayrı satmak da yasaklanmıştı; köleler vasiyet hakkını elde ettiler, vb. Bu insancıllığın (humanisma), hiç kuşkusuz, yaşam koşullarını iyileştirerek kölelerden mümkün olan en yüksek yararı sağlamaktan başka bir amacı yoktu.'' (Sayfa: 255-256) * seherceyolculuk.blogspot.com/2023/02/v-diako...
İlkçağ Tarihi - Cilt 2
İlkçağ Tarihi - Cilt 2Sergei Ivanovich Kovalev · Yordam Kitap · 200841 okunma
Resim