Serhan Calba

Serhan Calba
@serhancalba
Serhan Calba

Serhan Calba

, bir kitap okudu
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Reklam
Genellikle kadı davalıya yemin ettirmeden önce davacı tarafından getirilen şahitler gibi, davalının gösterdiği şahitleri de dinlemek zorundadır. (Schacht’ın da üzerinde durduğu bu usûl bizce İslam hukukunun ve usûl-i muhakematının muasır Romanist hukuktan en önemli farkıdır. Zira Beccaria’dan beri müddeîaleyh hiçbir şekilde yemine zorlanamaz, hatta hakim bunu isteyemez). Diğer önemli bir nokta da sadece davalının yemine zorlanacağıdır. Şahitler yemin etmezler diyor Schacht.
Kadı’nın yargılama esnasındaki davranış ve etiketini ayrıntısı ile belirtmişlerdir. Buna göre, kadı adaleti uygularken en iyi ve temiz bir şekilde giyinmeli, lâubali bir biçimde oturmamalı, taraflarla katiyen selamlaşmamalıdır. Şahit selam verirse selamını iade eder. Kadı taraflardan biriyle, dava konusu dışında konuşamaz, işaretleşemez, sessizce konuşma ve lâtife etme gibi fiillerde bulunamaz. Taraflardan birine ziyafet vermesi veya ziyafete icabeti de yasaktır.
Osmanlı kadısı yargılamayı Hanefî mezhebinin kurallarına göre yapar. Fakat davacı davasının diğer üç mezhepten birinin ahkâmına ve içtihadına göre bakılmasını talep ederse buna uyulmak zorundadır. Nitekim Bursa sicillerinde Şafiî okulun kurallarına göre verilen hükümler bulunduğunu Prof. İnalcık zikretmektedir. Aynı şekilde şer’î mahiyette olmayan meseleler için kadılar ilgili kurallara göre hüküm verir. Yani örfî kanunlar, yasakname ve benzeri kaynaklar, özellikle mali konular için bağlayıcıdır.
Her şeyden önce ilmiye sınıfının ayrıcalıklarına sahiptiler. Kul zümresinden olmadıklarından, ehl-i örf gibi siyasetle cezalandırılamazlardı. “İlmiye sınıfının kanı akıtılamaz”prensibi, istisnası Osmanlı tarihinde pek nadir görülen sert bir kuraldı. Kadı bir hukuk adamı ve yargıçtı. Mahkemesine, verdiği kararların tutulduğu noter kayıtlarına müdahale edilemezdi.
Reklam
2.462 öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.